Ümit İsmailçebioğlu TV'5te Ülke Gündemini Değerlendirdi
ARM Haber Merkezi - Araklı Manşet Haber
Araklı'da 2 dönem 10 yıl belediye başkanlığı yapmış Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Ümit İsmailçebioğlu, TV5 Televizyonu'nda Canlı Yayınlanan Yunus Emre İşçi'nin Sunduğu "Ters Açı" Programına Katılarak Ülke Gündemini Değerlendirdi.
Ak Parti'de olsam cukkamı doldurmuştum!
"Kestane kabuğundan çıkmışta kabuğunu beğenmemiş. Şimdi tarihi bir olayı anlatıyorum. 1999 yılında belediye başkanı seçildim. 2002 yılında Trabzon belediye başkanı Asım Aykanla birlikte sayın Cumhurbaşkanımız Araklı'ya geldi 20 kişiyle beraber bizi kadrosuna katmak için. Ben hocamın evinde yetiştim. Ben hocamın evinde yanında yetişmemiş olsaydım, Ak parti kadrolarında belli yerlerde, yine sakal yine namaz, cukka dolmuştu, bankalar dolar eurolar dolmuştu. Allah, peygamber, din, iman edebiyatıyla beraber siyaset sahnesinde üst sıralardaydım. İdris Naim Şahin Tayyip bey yanımda, dedim sayın Cumhurbaşkanım ben 10 yıl başkanlık yaptım 50 bin nüfuslu ilçede, emekli maaşıyla geçiniyorum vede kirada oturuyorum. Arabam bile yok. Hamdolsun vicdanım çopk rahat. Siz makamın zirvesindesiniz. Benim kadar rahatmısınız sn Cumhurbaşkanım dedim. Ben düştüm makamdan, geldin karşıma miting yaptın Araklı'da düştük makamdan önemli değil. Biz makama tapmadık. Makama sevdalı değiliz. Biz idelist bir siyasi partiyiz. Biz bu millet için 4 kere parti kapattık, 4 daha kapatırız. Tek taraflı aşk derler, biz bu milleti tek taraflı sevdik. Aşkımız hiç dinmedi. Yine meydanlardayız."
Trabzon Meydan'ında Cumhurbaşkanı'na en ağır konuşandı
"İç İşleri bakanı Süleyman Soylu, benim genel başkanımın pasaportunun arkasına terör şerrini yazdırıyor. Kraldan çok kralcı. Bilirim ben seni. Trabzon meydanında sayın Cumhurbaşkanı'na en ağr konuşandı. Ne oldu? Makamı görünce el öpüyorsun. Benim genel başkanım Cumhurbaşkanı'na çıktı. El öpmeye çıkmadı, abi olarak doğruları anlatmaya çıktı. Beraber çalışalım dedi sayın Cumhurbaşkanı. Benim genel başkanım abi olarak doğruları anlattı, makam için gelmedim dedi, gidişat yanlış dedi. Ama Tayyip beyin yanındakilerin hepsi cukkacı. Ona doğruyu söyleyen yok. Hepsi düşmüş çıkarının peşine. Bu insan ülkenin en başındaki insa. Bu insana doğruları anlatmak zorunda yanındaki danışmanlar, yardımcılar. herkes kendi dünyasını yaşıyor. Genel başkanım abisi olarak doğruları anlattı, yanlışları önüne koydu. Ama Cumhurbaşkanı inanmadı. Sİz bilmiyorsunuz dedi."
Bunlar Allahsız Ateist Bir Harekettir
"Saadet Partililer'e hain diyenlere söylüyorum, bizi Pkk ile eşleştirenlere diyorum! Arkadaş biz eğer Pkk ile direk veya en direkt görüşüyorsak biz nağmert oğlu nağmertiz. Kim olmadığı halde söylüyorsa namuzsuz ve şerefsizdir. Saadet Partisi başta bilge genel başkanı olmak üzere bizim teşkilatımızı Pkk denen hain teröristlerle bırakın direkt en direkti bunlarla bizin inanç farklılıklarımız var. Bunlar Allahsız ateist marksist bir harekettir. Ve İsrail' kurduğu ABD'nin desteklediği Kürt kardeşimle Türk kardeşimin bin yıllık bağını koparmak isteyen İsrail'in planının gladyatörleridir. Biz hocanın talebeleriyiz. Ben bunlarla beraber nasıl bağ kurabilirim. Bizden biri zerre kadar kurmuşsa haindir. Ben biliyorum olmadığını. Kim bunu diyorsa hain oğlu haindir. İspatlamayan da hain oğlu haindir. İstedikleri mahkemeye versinler. Belge var diyipte orataya koymayan da ispatlamayan da namussuz ve şerefsizdir. Yalandan edebiyat yok. 2022 yılında terörist HDP'ye 70 milyon tl siyasi parti yardımı yapıyorlar. PKK bu milletin ortak düşmanıdır."
Söze bakarım söz mü diye, adama bakarım adam mı diye
"İbrahim Melih Gökçek'i iyi tanırım. Bizim haşrolacağımız insanlar belli. Ey Melih Gökçek! Ey senin gibi olanlar. Büyük Ortadoğu Planı'nın zihniyeti kiminleyse siz onunla haşrolonucaksınız. Bu ülkeye Avrupa Birliğİ'nin ne kadar sapık subuk kanunları varsa, Allah'ın ne kadar haram kabul ettiği olaylar varsa, siz helal kabul ettiniz diye Avrupa'daki haclı kafalı dostlarınıza şirin gözükmek için Ey Melih Gökçek siz onlarla haşır neşir olacaksınız.Bizim gittiğimiz yol belli. Kurduğumuz diyalogtaki insanlar da belli, görüştüğümüz insanlarla konuştuğumuz sözler de belli. Biz BOB'un uşağı olmadık. BOB'un zülmüne destek olan adam olmadık. AB kapısında bekçi olmadık. Bizim haşr olacağımız yer bellidir. Melih Gökçek bu. Çokta gayleye almaya gerek yok. Her zaman tava kapağı gibi nerede gücü bulmuşsa orada yerin alır, gücü sever. Bir ara ANAP'ta idi, oradan gücü bizde gördü tak diye bize atladı. AKP'de gücü gördü oraya atladı. Tayyip beye karşı parti kuruyordu, yemedi, vitesi geri çekti. Çok güzel vitesi geri çeker, bazen gaza basar, bazan firene basar. Dengesiz araba kullanır, kafayı duvara vurur. Söze bakarım söz mü diye, adama bakarım adam mı diye"
Ülkede her alanda huzursuzluk var
"Yerelde 10 yıl belediye başkanlığı yaptım. Araklı halkım beni izliyor. 2009'da seçimi kaybettiğimizde halkımız ağlamıştı. Ama Tayyip beyi bizden fazla sevdiklerinden dolayı Tayyip beye oy verdiler. Ak Parti'nin adayına destek verdiler. Sen neden Ak Parti'de yerini almadın diye kızarak, Ak parti'nin adayına destek verdiler. Ama benim vicdanım çok rahat. Araklı'da gezerken içi rahatsız olan bir siyasetci profilini kendimde görmüyorum. Bir ülkede yoksulluğun, siyasi sıkıntının da, maddi manevi bütün sıkıntıların tek sebebi ülkedeki husursuzluk ortamıdır. Bir ülkede eğer husursuzluk varsa, o ülkede ekonomide huzursuzdur, siyasette huzursuzdur, iç siyasette dış siyesette, her alanda huzursuzluk var. Huzursuzluğun da temelinde adaletsizlik vardır. Bir yerde adaletsizlik varsa temelde, o ülkenin huzursuz olması çok doğaldır. Çünkü adalet yok. Adaletin olmadığı bir yerde ekonomi sıkıntıda olacaktır, adalet olmadığı yerde siyasette küskünlüklükler, dargınlıklar hatta bugünde olduğu gibi nefrette olacaktır."
"Ak Parti geldiği zaman sn Cumhurbaşkanı milli görüşün içinden çıktı. Biz bunları anlatınca benim genel başkanım ve siyasi partideki kardeşlerimiz AK Parti'ye karşı bir söylem söyledikleri zaman sn Tayyip beyle, MHP'nin genel başkanıyla diğer partilerin genel başkanlarıyla hiç bir alıp veremediğimiz yok. Biz zihniyetlerle mücadele bir siyasi partiyiz. 20 yıldır bu ülkenin başında bulunan Ak Parti'nin işbirlikçi politikaları nedeniyle dış siyasette, iç siyasette perişan durumdayız. Korkunç bir huzursuzluk var Türkiye'de. Bu huzursuzluk her alana vuruyor. Huzursuzluk olan bir yerde siyasi kardeşlik olmaz, yatırım olmaz, para gitmez, yatırım olmaz."
Bizde Devlet Çiftcinin Traktörünü Alıyor!
"Avrupa'da Hollanda'da çiftlikleri ziyaret ettim. Hollanda'da ne mazot, ne gübre, ne sera, ne ahır çiftcinin derdi yok. Devlet diyor ki sen üret, ben destek olurum sana diyor. Bizde çiftcimiz perişan, Avrupa bizim neyimizi kıskanıyor. Avrupa'nın Türkiye'de kıskanacağı hiçbir şey yok. Avrupa bizim şerefli tarihimizi, adaletimizi, medeniyetimizi, Çanakkale destanımızı, kurtuluş savaşımızı, duruşumuzu kıskanır. Ama şuanda bu Türkiye'de yok. BOP eş başkanısın, Avrupa'nın kapısında bekcisin. Avrupa'nın ne kadar pisliği varsa tümünü Türkiye'Ye aldık biz. Teknolojisini, bilimini almalıyız."
Simitle çayı örnek vermişti, şimdi yarım simit gündemde
"Tayyip bey bu ülkeye gelmeden önce simitle yola çıkmıştı, simitle çayı örnek vermişti. Bu ülkede 20 yıl önce beraber yürüdüğünüz, beraber ıslandığınız insanlar, beklediyeden ucuz ekmek almak için kuyruğa giriyor yağmurun altında. Artık bu ülkede yarım simit olayı olmaya başladı. Bu ülke çok sıkıntılara girmişti. 60 yaşaına gittim bu yarım simit olayını duymadım. Yarım simit hesaplaması yapıyorlar. Simit hesaplaması ile halkın önüne çıkan Cumhurbaşkanımız, halkı bir simite çaya muhtaç ettiniz diye idarecilere rest çeken isyan eden sn Cumhurbaşkanı'na karşı halk isyanı var. Halk diyor ki biz sana bizim adımıza yağtığın isyandan dolayı 20 yıl senin peşine koştuk. Cumhuriyet tarhinde böyle bir olay yok. Böyle bir destek görünmedi. Ama malasef bu iktidar 20 yıldan bugüne kadar geldikten sonra her geçen gün bu ülkeyi daha büyük bir kaosa, içerde kavgaya, dış siyasette tamamıyla AB'nin ve ABD'nin gölgesinde bataklığa saplanan bir ülke, iç siyasette ahlaki çötüntünün tavana vurduğu, ekonomik sıkıntıların şaha kalktığı, işsizliğin perişan duruma geldiği bir ülke olduk."
Bu ülkede açlık, Sarayda yağ, bal, süt banyosu var!
"Cumhurbaşkanı ne diyor, size iş bulmak zorundamıyız diyor. Bulmak zorundasınız sn Cumhurbaşkanı. Sizin sayenizde evlatlarınız gemicik alırken imkan buluyorsunuz. Sizin sayenizde fetonun kolejinde okuyan damadınızı bakan yapıyorsunuz. Sizin sayenizde yandaş mütahitleri 250 milyar dolarlık peşkeş çekerek onları karun gibi zengin yapıyorsunuz. Bu yanda beraber yürüdük, beraber ıslandık diyen insanlarıa size iş bulmak zorundamıyız, açız diye bağıran insanlara yalan söylüyorsunuz diyorsunuz. Evet bu ülkede açlık. Açık söylüyorum açlık var. Türkiye'yi geziyorum karıç karıç. Bu ülkede yokluk ve yoksulluk perişan noktada. Şu vardır! Sn Cumhurbaşkanımızın yokluk açlık görmemesi doğaldır. Bir insan saray yaşantısına alışmışsa halkın sesini duymaz. O sarayın yükseliği ve kalın duvarından, garibanın feryat figanını size işittirmezler. Cumhurbaşkanımızın yanınd abulunan insanlar lokmanızı küçültün diyorlar. Yağmurun altında 1 liralık ekmek için kuyruğa giriyor. Sen buna diyorsun ki lokmayı küçült. Sen sarayda bir elin yağda bir elin balda süt banyolarında keyif sürüyorsun."
Sarayın bir günlük harcaması 13 milyon lira! Allah'tan korkun!
"Sarayın bir günlük harcaması 13 milyon lira! Allah'tan korkun yahu! İtibar diyorlar. Böyle itibar olur mu? İtibarın da anasını ağlattınız. İtibar diye diye halkı rezil duruma soktunuz, perişan ettiniz. Almanya başbakanı bir hanımefendi idi, Merkel bıraktı halk törenle uğurladı. Abbas yolcu. Bu iktidar gidiyor. Bakalım bu halk sizi törenle mi uğurlayacak. Merkel giderken kasada 350 milyar dolar bıraktı. Biz de ne var kardeşim, perişan durumda Türkiye. Şimdi siz itibar diyorsunuz. 8 - 9 tane özel uçak. En son aldıkları uçak 500 milyon dolar. 20 milyon euroya yeni aldılar makam aracları. 3 tane 60 milyon euro. Korkunç bir durum. Saray saltanatı başladı. Bilmem 1150 odalı saray, 350 odalı Marmaris'te, bilmem bin küsür odalı Ahlat'Ta. Osmanlı'nın yıkılışındaki saray saltanatı var. Bu saray yaşantısındakiler halkı görmüyorlar. Yandaşların tümü karunlar gibi zengin oldular. Büyük paralar şuanda belirli yerlere kanalize ediliyor. Onlar artık sırça köşklerinde zevki sefa içinde yaşıyorlar.Adam açlıktan ağlıyor adama çay atıyor. Adamın evi yanmış adama çay atıyor.Senin halkın ekmek kuyruğunda, işsiz üniversite öğrencileri iş bulamadıkları için intihar ediyor. Baqbası çocuğuna ekmek alamadığı, kitap alamadığı için evine gidemiyor, kendini öldürüyor. Sen lüks uçaklarda, lüks saraylarda keyif sürüyorsun buna itibar diyorsun. Sayın Cumhurbaşkanı millet yaşamıyor, siz yaşıyorsunuz millet adına, millet perişan. Bu ülkede mazlumluk vardır. Saray yaşantısı insanlık tarihinde halkına hep sağır ve kör kalmıştır. Bugün Türkiye'de saray yaşantısının zirvesi yaşanmaktadır. O yüzden garibanın mazlumun öksüzün sesini saray yaşantısı duymamaktadır."
Üniversite mezunu gençler yurt dışına gitmek istiyor
"Üniversite mezunu gençler yurtdışına kaçmak istiyor, gençlik bu ülkede durmak istemiyor. Gideyim Almanya'da, Fransa'da garson olayım. Allah aşkına yahu, benim üniversite mezunun gencim diyorki, açın önümü gideyim ben bu ülkeden. Gençlik bu ülkede durmak istemiyor, kaçmak istiyuor. Gençlerde vatan aşkı bırakmadınız. Parası olana bedelli askerlik yaptırdınız. Vatan aşkı kalmadı. Adaletsizlikten dolayı gençler desit oldu."
AKP Aldatma ve Kandırma Partisi Oldu
"Elektrik faturalarına zam yaptılar. Zam olmadan önce 4 kişilik bir aile toplam 150 ile 180 tl arası bir fatura ödüyordu. Zam sonrası bu fatura 280 ile 300 tl arası olacak. Burada korkunç bir algı var. 150 kw kadar harcayana 1,34 krş'tan. Eğer 150 kw üzerine çıkarsan, 2,06krş'tan alacağım. Arada korkunç bir fark var. 4 kişilik ailenin normal günlük tüketimi 7,5 kw saat. Yani 150 kw aşmayan aile olmaz. Gecekonduda bir ampül bir buzdalabı çalışsa bu adam bile 150kw aşar. Vatandaş bunu anlamıyor. Desinlerki reis garibanı koruyor. Bu ne demektir biliyormusunuz? Korkunç bir oyun var. Ey vatandaş aşma. 15 gün mum yak, 15 gün de ampül yak. Yazıktır günahtır. Bunun adı aldatmadır. AKP Aldatma ve Kandırma Partisi'dir. Halk bunlara güvenmiyor. Her kelimelerinin arkasında bir oyun var."
Bahçeli yeni gelin gibi ağzından çıt çıkmıyor.
"Avrupa neyimizi kıskanacak. Avrupa seni şerefli bir adam olursan seni kıskanır. Adamlar teknolojide, ekonomide, sanayide, bilimde almış gidiyor. Neyimizi kıskanacak, her şeyi oradan alıyoruz;arabayı, uçağı, yakıtı, ilaçı oradan alıyorsun. Borcu Avrupa'dan alamadığın için gittin Çin'den borç para aldım. Uygur Türkleri Çin'de katlediliyor, ağzından çıt çıkmıyor. Sessiz kaldın. Bahçeli yeni gelin gibi ağzından çıt çıkmıyor. Niye hani Uygur Türkleri yurttaşımızdı, sahip çıksana, niye konuşmuyorsun? Çin'de soykırım var, zulüm var. Çinden kanlı borç para almışlar."
Maliye Bakanı Kemal Sunal'ı Aratmıyor!
"Geldiği günden beri Kemal Sunal'ı aratmıyor. Rahmetli yaşasaydı, filim çevirmeye gerek yok canlısını oynuyorlar zaten. Çıkmış canlı yayına ne diyor; gözlerime bak diyor. Gözlerine bir baktım elektrik çarptı beni. Gözlerine bir baktım doğalgaz öyle bir çarptı ki beni evde battaniyeyle otoruyorum. Gözlerine bir baktım, akaryakıt aldı başını gidiyor. iyi ki arabam yok. Nevşehir'e gidiyorum otobüsle, kaptanla konuşuyorum isyan ediyor. 40 kişilik otobüste 15 kişi var. Ne yapalım başkan diyor. Eğer bir kul, bir topluluk yarab ben bela istiyorum, bela istiyorum derseki, Allah buyuruyor ki, ben adaletim gereği belayı veririm diyor. Kul istiyor. AKP'ye oy veren ben bela istiyorum diyor."
Emekli maaşımla geciniyorum, kiradayım
"Gençler bunlara bakınca böylemi islam anlayışı olur dedi gençlik. Müslümanda talan olur mu, yalan olur mu, adaletsizlik olur mu? Liyakatsız insanları yetkili makama atama olur mu? diyerek sorgulayınca dediler ki bu dine inanmıyoruz! Evet bende aynısını ifade ediyorum. Ben de haykırarak bütün Türkiye'ye söylüyorum. Bende böyle bir dine inanmıyorum. Burada haykırarak bütün Türkiye'ye söylüyorum. Ben müslümanım. Tekrar ediyorum; Araklı beni izliyor. Benim dinimde hırsızlık yoktur. Emekli maaşımla geçiniyorum. Kirada oturuyorum. Bana hocam böyle öğretti. Belediye başkanı olda servet edin, yukarıdan halkına bak demedi. Hırsızlık yapar mı müslüman yapmaz, yalan söyler mi söylemez, zülüm yapar mı yapmaz, adaletsizlik yapar mı yapmaz, başkasının hakkını başkasına verir mi vermez. Benim dinimde böyle bir şey yok. Ben böyle bir dini kabul etmiyorum o zaman. Benim dinim diyor ki, adaletli ol, liyakatliye işin ehline işi ver, insanlar arasında mezhep kavmiyet ayrımı yapma, hakkı olana hakkını ver, sen kendi yandaşlarına adalet uygulama."
Elini öpüyordunuz, sıraya giriyordunuz!
"Gariban bir çocuğu Zaman gazetesi almış diye derneğe üye olmuş diye fetocu ilan ediyorsunuz. Fetonun ne olduğunu biz biliyorduk. BİZ BUNA HAİN DEDİĞİMİZ ZAMAN SİZ BUNA HOCAM DİYORDUNUZ. ELİNİ ÖPÜYORDUNUZ. SIRAYA GİRMİŞTİNİZ. BİZ BUNUN PEŞİNE GİTMEYİN, OKULLARINA YOLLAMAYIN DEDİĞİ ZAMAN HOCAMIZ, SİZ BUNA EVLİYA DİYORDUNUZ. Siz şimdi utanmadan bize fetocu diye hitap ediyorsunuz. Gariban insanları içeri atıyorsun. Fetonun okullarında okuyan damadına gelince bakan yapıyorsun."
Profesörler ilmini satıyor!
"Koca profesörler ilmini satıyor üç beş kuruşa. Çıkıyor oraya ekonomiden bahsederken, ilmini satıyor. Türkiye uçuyor onlara göre. Abuk zubuk kelimeler. Çoğunu anlamıyoruz. Şuradan açık verdik, şuradan fazlalık verdik. Bana edebiyat yapma ben halk dili konuşuyorum. Benim Fadime ninem, benim Ahmet amcam, Ayşe bacım, işçi Hasan, memur Mehmet kardeşim pazara gidiyor mu? Filesini doldurup evine huzur içinde, cebinde parası kalmış, etini almış, balığını almış, çocuğuna getireceği sebzesini almış, kapıyı hanımı açınca herif hoş geldin, filesine bakınca mutlu olacağı mutlu bir yaşantı var mı? Yook. Sen bana televizyonda 10 bin euro milli gelir..Ne 10 bin eurosu."
Yandaşlara ödemeler dolarla euroyla..
"Asgari ücrete %50 verdiniz teşekkür ederiz. Verdiğini de anında kepçeyle alıyor. Ama yandaşlara garanti ödemeleri dolarla euroyla veriyor. Bana, halka gelince dolarla mı maaş alıyorsunuz diyip fırça çekiyorlar. Yandaş mütahitlere gelince garantili geçiş, garantili uçuş, garantili hasta, şimdi de garantili faizle beraber dolar ve euro üzerinden para veriyorsunuz. Onlara niye demiyorsunuz dolarla euroyla niye alıyorsunuz diye. Yalandan bize kimse edebiyat yapmasın."