deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler acotr.org bonus veren siteler https://playdotjs.com/ bahis siteleri casino siteleri

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu: “Türkiye, 2022’ye Rekor Enflasyonla girdi”

Ekonomi (BHA) - Beyaz Haber Ajansı | 03.01.2022 - 17:09, Güncelleme: 03.01.2022 - 18:15
 

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu: “Türkiye, 2022’ye Rekor Enflasyonla girdi”

Ekonomisi 2022 yılına büyük belirsizlikler, soru işaretleri, ilk bakışta birbiriyle çelişkili gibi görünen ekonomik verilerle girdi.

Ekonomisi 2022 yılına büyük belirsizlikler, soru işaretleri, ilk bakışta birbiriyle çelişkili gibi görünen ekonomik verilerle girdi. Öncelikle üçüncü çeyrekteki 7,4 büyümeyle, yılın ilk 9 ayında 11,7 büyüme gerçekleşti. 2021’in son üç ayında büyüme biraz ivme kaybetsede, yılın 10’un üzerinde çok yüksek bir tempoyla kapandı. Bugün açıklanan aralık ayı tüketici fiyatları ise rekor bir oranda yüzde 13,58 arttı ve yıllık enflasyonu yüzde 36.08’e yükseldi. Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Ekonomist, Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Buna karşın kur artışlarına daha duyarlı olan yurt içi üretici fiyatları aralıkta yüzde 19,08’lik bir artış sergilerken, yıllık Yİ-ÜFE yüzde 79,89’a sıçradı.” değerlendirmelerinde bulundu. “Arjantin’i bir yana bırakırsak belli başlı enflasyonlarının en yükseği” TÜFE ile Yİ-ÜFE arasındaki farkı gösteren enflasyon makası da yüzde 43,8’lik bir rekora ulaştığının altını çizen Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, zaman içinde iki endeksin birbirine yaklaşması, üretici fiyatları kanalıyla tüketim ürünleri üzerindeki baskının sürmesinin kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Yüzde 13.58’lik aralık ayı tüketici enflasyonu, Arjantin bir yana bırakılırsa tüm belli başlı ülkelerin yıllık enflasyonundan çok daha yüksek düzeyde. Çift haneli rakamları gören iki ülke, Pakistan’ın yüzde 11,5, Brezilya’nın yüzde 10,7 tüketici enflasyonları bile bizim yüzde 13,58’in gerisinde kalıyor.” açıklamasını yaptı. Bu enflasyon oranlarının 19 yıllık sürecin en yüksek fiyat artış temposuna işaret ettiğine değinerek, ekonomide istikrar gösteren tek eğilimin, enflasyonun durmadan artması olduğuna işaret etti. Kozanoğlu ayrıca, dar gelirli yurttaşların bu durumdan daha olumsuz etkileceğini dile getirdi. “Çünkü tüketim desenlerinde daha fazla ağırlığı bulunan gıda fiyatları yüzde 43.80 ile manşet enflasyondan yüksek bir artış gösterdiği gibi, yine yüzde 31.2 ağırlığa sahip konut ve kira elektrik doğalgaz gibi kalemlerde yılbaşı zamlarının devreye girmesiyle yoksul kesimlerin beli bükülecek.” açıklamasında bulundu.     Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Türkiye ekonomisinin genelde hızlı büyümeleri çok yüksek cari açıklarla, yani yabacıların tasarruflarıyla finanse eden bir ülke olduğuna değindi. Bu sene ise makul sayılacak bir cari açıkla yılın kapatılacağına işaret ederek, özellikle Avrupa’da talebin canlı seyretmesiyle, TL’nin keskin değer kayıplarının da sağladığı avantajla, ihracatın güçlü seyrettiğine vurgu yaptı. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, yılın ilk 11 ayında ihracatın ithalatı karşılama oranının 83,8 düzeyine yükseldiğini belirterek, “Ekim’de cari dengenin 3,2 milyar dolar fazla vermesiyle, Ocak-Ekim döneminde cari açık 8,4 milyar dolara kadar daraldı. Bu performansta yılın ilk 10 ayında turizm gelirlerinin 2020’ye göre toparlanıp, 17 milyarı bulması büyük rol oynadı.” dedi. “Türkiye`de yoksulluk oranı 10,2`den 12,2`ye yükseldi” Bu büyüme tablosunun yüksek cari açığa bağlı olmadığını belirten Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Öyleyse gevşek maliye politikasıyla, diğer bir ifadeyle bütçe kaynaklarına ağırlık verilerek mi elde edildi? Sorusunu sormak lazım. Bütçe verilerini incelediğimizde, vergi gelirleri ağırlıklı olarak toplam gelirlerin öngörülenden hızlı artarak Ocak-Kasım döneminde 1.272 milyar liraya yükseldiğine tanık oluyoruz. Buna karşın harcamalar 1.319 milyar lira civarında seyredince, 47 milyar liralık bir bütçe açığı rakamı ortaya çıkıyor.” dedi. Böylelikle bütçe açığının GSYH’nin 1’ini geçmeyeceğini ifade eden Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, bu noktada Türkiye’nin gelişmiş ülkelerin aksine pandemi ortamında sosyal yardımlarda çok eli sıkı davranmasının önemli rolü olduğunu söyledi. “Bütçe ve fon desteklerinin 103 milyar lirada kalması öngörülüyor. Bunun sonucunda Dünya Bankası`na göre Türkiye`de yoksulluk oranı 10,2`den 12,2`ye yükseldi.” şeklinde konuştu.   Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu normalde böyle bir büyümenin istihdam yaratması, ekonomide aşırı ısınmayı, dolayısıyla enflasyonu önlemek için para politikasının sıkılaştırılması, yani faizlerin artırılması beklendiğini ifade ederek, “Ne var ki Türkiye ekonomisi tam tersi bir görünüm sergiliyor.” dedi.   Son yıllarda kronikleşen istihdamsız bir büyümenin, en ağır sosyal sorun olarak karşımıza çıktığını anlatan Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “En son açıklanan Ekim işsizlik oranı 10,7, tarım dışı işsizlik oranı 12.4, genç işsizliği ise 17,7’dir. Çalışacak yaştaki her 100 yurttaşımızın ancak 52’si işgücüne katılmakta, bu kişilerin 46,2’si iş bulabilmektedir. Her 100 gencin 33’ü, erkeklerde 44, kadınlarda 21’i istihdam ediliyor. Âtıl işgücü olarak ifade edilen eksik saatli çalışanları, büyük ölçüde iş bulma umudunu kaybettiği için başvuruda bulunmayanları da içeren âtıl işgücü oranı ise 22,8’dir.” açıklamalarında bulundu. Peki Türkiye bu hızlı büyüme temposunu nasıl yakaladı? Prof. Dr. Kozanoğlu, aşırı kredi genişlemesiyle insanların borçlandırılarak talep güçleri koruduğunu belirtti. Bu şekilde hızlı büyüme tablosunun yakalandığını da söyleyerek, mali olmayan kesime kullandırılan kredilerin 1.600 milyar lira artarken, en önemli sıçramanın kredi kartı bakiyelerinde gözlendiğini ve 2020 sonunda 200 milyar lira olan kredi kartı borçlarının ise 17 Aralık itibarıyla 288 milyar liraya çıktığına dikkate çekti. “Enflasyon’un 2022’nin ilk çeyreğinde 30-35 bandında seyretmesi beklenebilir” “Ekonomi yönetiminin düşük faiz ısrarı kredi talebini besleyen temel unsurdur. Çünkü bireyler ve şirketler bir yandan elverişli kredi koşullarından yararlanmakta, bir yandan da yükselen enflasyona karşı korunmak için taleplerini öne çekmektedirler.” diyen Prof. Dr. Kozanoğlu, Aralık ayı itibarıyla tüketici fiyatlarının 36.08, üretici fiyatlarının ise 79,89 arttığını belirterek şöyle devam etti.  “Tüketici fiyatlarının 2022’nin ilk çeyreğinde 40-50 bandında seyretmesi beklenebilir. Enflasyondaki bu artış ivmesinde dünyada tedarik zinciri aksamaları nedeniyle yaşanan arz sorunları, küresel iklim değişikliğinin etkisiyle gıda fiyatlarındaki artış eğilimi gibi etmenler rol oynuyorsa da en önemli neden döviz kurlarındaki sıçramadır.”   Merkez Bankası Başkanının Mart 2021’de göreve başladıktan sonra politika faizinin enflasyonun altında kalmayacağı yolundaki açıklamalarının döviz kuruna göreceli bir istikrar kazandırdığını, ancak Eylül başında bundan böyle çekirdek enflasyonun referans alınacağı yolundaki beyanın 8,30 civarında .seyreden dolar kurunu hareketlendirdiğine değindi. Ardından politika faizinin 4 ayda 500 baz puan 8 hatta döviz kuru kanalıyla kur rekabeti sağlandığı, ekonominin cari fazlaya odaklandığı yolundaki açıklamalarının ise TL’den kaçışı hızlandırdığını ve döviz kurlarının kontrolden çıktığını anlattı. “Küçük yatırımcıların bir kez daha elleri yandı” Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu 1994, 2001,2018 döviz krizlerine benzer biçimde kur artışının sürekli devam edeceği algısının, fiyatları ekonominin temellerinden kopardığı ve aşırı noktalara taşıdığını dile getirdi. Ne yazık ki trene en son atlayarak döviz alan amatör küçük yatırımcıların bir kez daha ellerinnin yandığını söyleyerek, 18 TL’yi aşan dolar kurunun, 20 Aralık’ta kur korumalı TL mevduat programının açıklanmasıyla bu kez serbest düşüşe geçtiğini belirtti. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, ilginç şekilde bu türbülansın, geçmişteki örneklerinin aksine yabancı pozisyonlarının çok düşük olduğu, dolayısıyla kur hareketlerini tetikleme ihtimallerinin bulunmadığı bir konjonktürde gerçekleştiğini işaret etti. MB’nın açıklanan programı desteklemek amacıyla 7 milyar dolarlık rezerv satışı gerçekleştiğinin de anlaşıldığını ifade eden Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, yabancıların 20,5 milyar dolar hisse senedi ve 3,1 milyar dolar devlet içi borçlanma senedi gibi son yılların en düşük portföyüne sahip oldukları görüldüğünün altını çizdi. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, öncelikle dolar kurunun 11 lirada istikrar kazanmasının dahi, 6 Eylül’deki 8.30 kuruna göre 25 bir değer kaybına işaret ettiğini söyledi. “Bu da zaten yüksek olan enflasyonu zaman içerisinde 20-30 oranında bir geçişkenlikle, 6,6-9.9 kadar baskılama potansiyeli yaratıyor.” değerlendirmelerinde bulundu. “Covid-19 pandemisinin yeni dalgası, döviz kurunu oynatabilir” Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, TUİK’in kamuoyunda kuşku uyandıran rakamlarında bile yurt içi üretici fiyatlarının 80’e dayanması, tarımsal girdi fiyatlarının 29,58 arttığının açıklanması, düşük faiz ısrarının sürmesinin enflasyon riskini artırdığını vurguladı. Türkiye benzeri tüm ülkelerin faiz artırması, ABD dolarının faiz artışı beklentisiyle güçlenme eğilimi, başta Ukrayna ve Çin mecralı ABD-Nato kaynaklı jeopolitik gerginlikler, küresel gıda fiyatlarının artışını sürdürmesi, hepsinin başında Covid-19 pandemisinin yeni dalgası gibi dış koşulların da olumsuzluğuna işaret etti. “Bu etmenlerin hepsi döviz kurunu oynatabilir ve ithal fiyatlarının artması/ihracat kapılarının kapanması kanallarıyla ekonomiyi olumsuz etkileyebilir.” dedi. “2022 yılına girerken kırılganlıklar devam ediyor” Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu son olarak, “Hazine’nin 907 milyar lira yerel para cinsi iç borcu var. Geçen haftaki gelişmelerle DİBS’ler kur riskinden korumasız kalınca faizler belirgin biçimde yükseldi. Ayrıca Hazine’nin kur riski yükümlülüğü de finansal varlıkları olumsuz etkileyince, örneğin 5 yıllık tahvil faizi 25.90 oldu. 5 yıl vadeli eurobond faizi 7.40 ve Türkiye’nin CDS primi en son 558 puanla korku verici bir düzeydeydi. Tüm bu göstergeler dövizdeki kanamaya tampon yapılsa bile, Türkiye ekonomisinin bünyesindeki risklerin giderilemediğini, 2022 yılına girdiğimiz bu günlerde de kırılganlıkların devam ettiğini net biçimde gösteriyor.” şeklinde konuştu.
Ekonomisi 2022 yılına büyük belirsizlikler, soru işaretleri, ilk bakışta birbiriyle çelişkili gibi görünen ekonomik verilerle girdi.

Ekonomisi 2022 yılına büyük belirsizlikler, soru işaretleri, ilk bakışta birbiriyle çelişkili gibi görünen ekonomik verilerle girdi. Öncelikle üçüncü çeyrekteki 7,4 büyümeyle, yılın ilk 9 ayında 11,7 büyüme gerçekleşti. 2021’in son üç ayında büyüme biraz ivme kaybetsede, yılın 10’un üzerinde çok yüksek bir tempoyla kapandı. Bugün açıklanan aralık ayı tüketici fiyatları ise rekor bir oranda yüzde 13,58 arttı ve yıllık enflasyonu yüzde 36.08’e yükseldi. Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Ekonomist, Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Buna karşın kur artışlarına daha duyarlı olan yurt içi üretici fiyatları aralıkta yüzde 19,08’lik bir artış sergilerken, yıllık Yİ-ÜFE yüzde 79,89’a sıçradı.” değerlendirmelerinde bulundu.

“Arjantin’i bir yana bırakırsak belli başlı enflasyonlarının en yükseği”

TÜFE ile Yİ-ÜFE arasındaki farkı gösteren enflasyon makası da yüzde 43,8’lik bir rekora ulaştığının altını çizen Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, zaman içinde iki endeksin birbirine yaklaşması, üretici fiyatları kanalıyla tüketim ürünleri üzerindeki baskının sürmesinin kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Yüzde 13.58’lik aralık ayı tüketici enflasyonu, Arjantin bir yana bırakılırsa tüm belli başlı ülkelerin yıllık enflasyonundan çok daha yüksek düzeyde. Çift haneli rakamları gören iki ülke, Pakistan’ın yüzde 11,5, Brezilya’nın yüzde 10,7 tüketici enflasyonları bile bizim yüzde 13,58’in gerisinde kalıyor.” açıklamasını yaptı. Bu enflasyon oranlarının 19 yıllık sürecin en yüksek fiyat artış temposuna işaret ettiğine değinerek, ekonomide istikrar gösteren tek eğilimin, enflasyonun durmadan artması olduğuna işaret etti. Kozanoğlu ayrıca, dar gelirli yurttaşların bu durumdan daha olumsuz etkileceğini dile getirdi. “Çünkü tüketim desenlerinde daha fazla ağırlığı bulunan gıda fiyatları yüzde 43.80 ile manşet enflasyondan yüksek bir artış gösterdiği gibi, yine yüzde 31.2 ağırlığa sahip konut ve kira elektrik doğalgaz gibi kalemlerde yılbaşı zamlarının devreye girmesiyle yoksul kesimlerin beli bükülecek.” açıklamasında bulundu.    

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Türkiye ekonomisinin genelde hızlı büyümeleri çok yüksek cari açıklarla, yani yabacıların tasarruflarıyla finanse eden bir ülke olduğuna değindi. Bu sene ise makul sayılacak bir cari açıkla yılın kapatılacağına işaret ederek, özellikle Avrupa’da talebin canlı seyretmesiyle, TL’nin keskin değer kayıplarının da sağladığı avantajla, ihracatın güçlü seyrettiğine vurgu yaptı. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, yılın ilk 11 ayında ihracatın ithalatı karşılama oranının 83,8 düzeyine yükseldiğini belirterek, “Ekim’de cari dengenin 3,2 milyar dolar fazla vermesiyle, Ocak-Ekim döneminde cari açık 8,4 milyar dolara kadar daraldı. Bu performansta yılın ilk 10 ayında turizm gelirlerinin 2020’ye göre toparlanıp, 17 milyarı bulması büyük rol oynadı.” dedi.

“Türkiye`de yoksulluk oranı 10,2`den 12,2`ye yükseldi”

Bu büyüme tablosunun yüksek cari açığa bağlı olmadığını belirten Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “Öyleyse gevşek maliye politikasıyla, diğer bir ifadeyle bütçe kaynaklarına ağırlık verilerek mi elde edildi? Sorusunu sormak lazım. Bütçe verilerini incelediğimizde, vergi gelirleri ağırlıklı olarak toplam gelirlerin öngörülenden hızlı artarak Ocak-Kasım döneminde 1.272 milyar liraya yükseldiğine tanık oluyoruz. Buna karşın harcamalar 1.319 milyar lira civarında seyredince, 47 milyar liralık bir bütçe açığı rakamı ortaya çıkıyor.” dedi. Böylelikle bütçe açığının GSYH’nin 1’ini geçmeyeceğini ifade eden Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, bu noktada Türkiye’nin gelişmiş ülkelerin aksine pandemi ortamında sosyal yardımlarda çok eli sıkı davranmasının önemli rolü olduğunu söyledi. “Bütçe ve fon desteklerinin 103 milyar lirada kalması öngörülüyor. Bunun sonucunda Dünya Bankası`na göre Türkiye`de yoksulluk oranı 10,2`den 12,2`ye yükseldi.” şeklinde konuştu.  

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu normalde böyle bir büyümenin istihdam yaratması, ekonomide aşırı ısınmayı, dolayısıyla enflasyonu önlemek için para politikasının sıkılaştırılması, yani faizlerin artırılması beklendiğini ifade ederek, “Ne var ki Türkiye ekonomisi tam tersi bir görünüm sergiliyor.” dedi.  

Son yıllarda kronikleşen istihdamsız bir büyümenin, en ağır sosyal sorun olarak karşımıza çıktığını anlatan Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, “En son açıklanan Ekim işsizlik oranı 10,7, tarım dışı işsizlik oranı 12.4, genç işsizliği ise 17,7’dir. Çalışacak yaştaki her 100 yurttaşımızın ancak 52’si işgücüne katılmakta, bu kişilerin 46,2’si iş bulabilmektedir. Her 100 gencin 33’ü, erkeklerde 44, kadınlarda 21’i istihdam ediliyor. Âtıl işgücü olarak ifade edilen eksik saatli çalışanları, büyük ölçüde iş bulma umudunu kaybettiği için başvuruda bulunmayanları da içeren âtıl işgücü oranı ise 22,8’dir.” açıklamalarında bulundu.

Peki Türkiye bu hızlı büyüme temposunu nasıl yakaladı?

Prof. Dr. Kozanoğlu, aşırı kredi genişlemesiyle insanların borçlandırılarak talep güçleri koruduğunu belirtti. Bu şekilde hızlı büyüme tablosunun yakalandığını da söyleyerek, mali olmayan kesime kullandırılan kredilerin 1.600 milyar lira artarken, en önemli sıçramanın kredi kartı bakiyelerinde gözlendiğini ve 2020 sonunda 200 milyar lira olan kredi kartı borçlarının ise 17 Aralık itibarıyla 288 milyar liraya çıktığına dikkate çekti.

“Enflasyon’un 2022’nin ilk çeyreğinde 30-35 bandında seyretmesi beklenebilir”

“Ekonomi yönetiminin düşük faiz ısrarı kredi talebini besleyen temel unsurdur. Çünkü bireyler ve şirketler bir yandan elverişli kredi koşullarından yararlanmakta, bir yandan da yükselen enflasyona karşı korunmak için taleplerini öne çekmektedirler.” diyen Prof. Dr. Kozanoğlu, Aralık ayı itibarıyla tüketici fiyatlarının 36.08, üretici fiyatlarının ise 79,89 arttığını belirterek şöyle devam etti.  “Tüketici fiyatlarının 2022’nin ilk çeyreğinde 40-50 bandında seyretmesi beklenebilir. Enflasyondaki bu artış ivmesinde dünyada tedarik zinciri aksamaları nedeniyle yaşanan arz sorunları, küresel iklim değişikliğinin etkisiyle gıda fiyatlarındaki artış eğilimi gibi etmenler rol oynuyorsa da en önemli neden döviz kurlarındaki sıçramadır.”  

Merkez Bankası Başkanının Mart 2021’de göreve başladıktan sonra politika faizinin enflasyonun altında kalmayacağı yolundaki açıklamalarının döviz kuruna göreceli bir istikrar kazandırdığını, ancak Eylül başında bundan böyle çekirdek enflasyonun referans alınacağı yolundaki beyanın 8,30 civarında .seyreden dolar kurunu hareketlendirdiğine değindi. Ardından politika faizinin 4 ayda 500 baz puan 8 hatta döviz kuru kanalıyla kur rekabeti sağlandığı, ekonominin cari fazlaya odaklandığı yolundaki açıklamalarının ise TL’den kaçışı hızlandırdığını ve döviz kurlarının kontrolden çıktığını anlattı.

“Küçük yatırımcıların bir kez daha elleri yandı”

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu 1994, 2001,2018 döviz krizlerine benzer biçimde kur artışının sürekli devam edeceği algısının, fiyatları ekonominin temellerinden kopardığı ve aşırı noktalara taşıdığını dile getirdi. Ne yazık ki trene en son atlayarak döviz alan amatör küçük yatırımcıların bir kez daha ellerinnin yandığını söyleyerek, 18 TL’yi aşan dolar kurunun, 20 Aralık’ta kur korumalı TL mevduat programının açıklanmasıyla bu kez serbest düşüşe geçtiğini belirtti. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, ilginç şekilde bu türbülansın, geçmişteki örneklerinin aksine yabancı pozisyonlarının çok düşük olduğu, dolayısıyla kur hareketlerini tetikleme ihtimallerinin bulunmadığı bir konjonktürde gerçekleştiğini işaret etti. MB’nın açıklanan programı desteklemek amacıyla 7 milyar dolarlık rezerv satışı gerçekleştiğinin de anlaşıldığını ifade eden Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, yabancıların 20,5 milyar dolar hisse senedi ve 3,1 milyar dolar devlet içi borçlanma senedi gibi son yılların en düşük portföyüne sahip oldukları görüldüğünün altını çizdi.

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, öncelikle dolar kurunun 11 lirada istikrar kazanmasının dahi, 6 Eylül’deki 8.30 kuruna göre 25 bir değer kaybına işaret ettiğini söyledi. “Bu da zaten yüksek olan enflasyonu zaman içerisinde 20-30 oranında bir geçişkenlikle, 6,6-9.9 kadar baskılama potansiyeli yaratıyor.” değerlendirmelerinde bulundu.

“Covid-19 pandemisinin yeni dalgası, döviz kurunu oynatabilir”

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, TUİK’in kamuoyunda kuşku uyandıran rakamlarında bile yurt içi üretici fiyatlarının 80’e dayanması, tarımsal girdi fiyatlarının 29,58 arttığının açıklanması, düşük faiz ısrarının sürmesinin enflasyon riskini artırdığını vurguladı. Türkiye benzeri tüm ülkelerin faiz artırması, ABD dolarının faiz artışı beklentisiyle güçlenme eğilimi, başta Ukrayna ve Çin mecralı ABD-Nato kaynaklı jeopolitik gerginlikler, küresel gıda fiyatlarının artışını sürdürmesi, hepsinin başında Covid-19 pandemisinin yeni dalgası gibi dış koşulların da olumsuzluğuna işaret etti. “Bu etmenlerin hepsi döviz kurunu oynatabilir ve ithal fiyatlarının artması/ihracat kapılarının kapanması kanallarıyla ekonomiyi olumsuz etkileyebilir.” dedi.

“2022 yılına girerken kırılganlıklar devam ediyor”

Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu son olarak, “Hazine’nin 907 milyar lira yerel para cinsi iç borcu var. Geçen haftaki gelişmelerle DİBS’ler kur riskinden korumasız kalınca faizler belirgin biçimde yükseldi. Ayrıca Hazine’nin kur riski yükümlülüğü de finansal varlıkları olumsuz etkileyince, örneğin 5 yıllık tahvil faizi 25.90 oldu. 5 yıl vadeli eurobond faizi 7.40 ve Türkiye’nin CDS primi en son 558 puanla korku verici bir düzeydeydi. Tüm bu göstergeler dövizdeki kanamaya tampon yapılsa bile, Türkiye ekonomisinin bünyesindeki risklerin giderilemediğini, 2022 yılına girdiğimiz bu günlerde de kırılganlıkların devam ettiğini net biçimde gösteriyor.” şeklinde konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve araklimanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Adana eskort Çukurova eskort Seyhan eskort Ankara eskort Mamak eskort Etimesgut eskort Polatlı eskort Pursaklar eskort Haymana eskort Çankaya eskort Keçiören eskort Sincan eskort Antalya eskort Kumluca eskort Konyaaltı eskort Manavgat eskort Muratpaşa eskort Kaş eskort Alanya eskort Kemer eskort Bursa eskort Eskişehir eskort Gaziantep eskort Şahinbey eskort Nizip eskort Şehitkamil eskort İstanbul eskort Merter eskort Nişantaşı eskort Şerifali eskort Maltepe eskort Sancaktepe eskort Eyüpsultan eskort Şişli eskort Kayaşehir eskort Büyükçekmece eskort Beşiktaş eskort Mecidiyeköy eskort Zeytinburnu eskort Sarıyer eskort Bayrampaşa eskort Fulya eskort Beyoğlu eskort Başakşehir eskort Tuzla eskort Beylikdüzü eskort Pendik eskort Bağcılar eskort Ümraniye eskort Üsküdar eskort Esenyurt eskort Küçükçekmece eskort Esenler eskort Güngören eskort Kurtköy eskort Bahçelievler eskort Sultanbeyli eskort Ataşehir eskort Kağıthane eskort Fatih eskort Çekmeköy eskort Çatalca eskort Bakırköy eskort Kadıköy eskort Avcılar eskort Beykoz eskort Kartal eskort İzmir eskort Balçova eskort Konak eskort Bayraklı eskort Buca eskort Çiğli eskort Gaziemir eskort Bergama eskort Karşıyaka eskort Urla eskort Bornova eskort Çeşme eskort Kayseri eskort Kocaeli eskort Gebze eskort İzmit eskort Malatya eskort Manisa eskort Mersin eskort Yenişehir eskort Mezitli eskort Erdemli eskort Silifke eskort Akdeniz eskort Anamur eskort Muğla eskort Bodrum eskort Milas eskort Dalaman eskort Marmaris eskort Fethiye eskort Datça eskort Samsun eskort Atakum eskort İlkadım eskort Adıyaman eskort Afyonkarahisar eskort Ağrı eskort Aksaray eskort Amasya eskort Ardahan eskort Artvin eskort Aydın eskort Balıkesir eskort Bartın eskort Batman eskort Bayburt eskort Bilecik eskort Bingöl eskort Bitlis eskort Bolu eskort Burdur eskort Çanakkale eskort Çankırı eskort Çorum eskort Denizli eskort Diyarbakır eskort Düzce eskort Edirne eskort Elazığ eskort Erzincan eskort Erzurum eskort Giresun eskort Gümüşhane eskort Hakkari eskort Hatay eskort Iğdır eskort Isparta eskort Kahramanmaraş eskort Karabük eskort Karaman eskort Kars eskort Kastamonu eskort Kırıkkale eskort Kırklareli eskort Kırşehir eskort Kilis eskort Konya eskort Kütahya eskort Mardin eskort Muş eskort Nevşehir eskort Niğde eskort Ordu eskort Osmaniye eskort Rize eskort Sakarya eskort Siirt eskort Sinop eskort Sivas eskort Şanlıurfa eskort Şırnak eskort Tekirdağ eskort Tokat eskort Trabzon eskort Tunceli eskort Uşak eskort Van eskort Yalova eskort Yozgat eskort Zonguldak eskort
Adana Escort Çukurova Escort Seyhan Escort Ankara Escort Mamak Escort Etimesgut Escort Polatlı Escort Pursaklar Escort Haymana Escort Çankaya Escort Keçiören Escort Sincan Escort Antalya Escort Kumluca Escort Konyaaltı Escort Manavgat Escort Muratpaşa Escort Kaş Escort Alanya Escort Kemer Escort Bursa Escort Eskişehir Escort Gaziantep Escort Şahinbey Escort Nizip Escort Şehitkamil Escort İstanbul Escort Merter Escort Nişantaşı Escort Şerifali Escort Maltepe Escort Sancaktepe Escort Eyüpsultan Escort Şişli Escort Kayaşehir Escort Büyükçekmece Escort Beşiktaş Escort Mecidiyeköy Escort Zeytinburnu Escort Sarıyer Escort Bayrampaşa Escort Fulya Escort Beyoğlu Escort Başakşehir Escort Tuzla Escort Beylikdüzü Escort Pendik Escort Bağcılar Escort Ümraniye Escort Üsküdar Escort Esenyurt Escort Küçükçekmece Escort Esenler Escort Güngören Escort Kurtköy Escort Bahçelievler Escort Sultanbeyli Escort Ataşehir Escort Kağıthane Escort Fatih Escort Çekmeköy Escort Çatalca Escort Bakırköy Escort Kadıköy Escort Avcılar Escort Beykoz Escort Kartal Escort İzmir Escort Balçova Escort Konak Escort Bayraklı Escort Buca Escort Çiğli Escort Gaziemir Escort Bergama Escort Karşıyaka Escort Urla Escort Bornova Escort Çeşme Escort Kayseri Escort Kocaeli Escort Gebze Escort İzmit Escort Malatya Escort Manisa Escort Mersin Escort Yenişehir Escort Mezitli Escort Erdemli Escort Silifke Escort Akdeniz Escort Anamur Escort Muğla Escort Bodrum Escort Milas Escort Dalaman Escort Marmaris Escort Fethiye Escort Datça Escort Samsun Escort Atakum Escort İlkadım Escort Adıyaman Escort Afyonkarahisar Escort Ağrı Escort Aksaray Escort Amasya Escort Ardahan Escort Artvin Escort Aydın Escort Balıkesir Escort Bartın Escort Batman Escort Bayburt Escort Bilecik Escort Bingöl Escort Bitlis Escort Bolu Escort Burdur Escort Çanakkale Escort Çankırı Escort Çorum Escort Denizli Escort Diyarbakır Escort Düzce Escort Edirne Escort Elazığ Escort Erzincan Escort Erzurum Escort Giresun Escort Gümüşhane Escort Hakkari Escort Hatay Escort Iğdır Escort Isparta Escort Kahramanmaraş Escort Karabük Escort Karaman Escort Kars Escort Kastamonu Escort Kırıkkale Escort Kırklareli Escort Kırşehir Escort Kilis Escort Konya Escort Kütahya Escort Mardin Escort Muş Escort Nevşehir Escort Niğde Escort Ordu Escort Osmaniye Escort Rize Escort Sakarya Escort Siirt Escort Sinop Escort Sivas Escort Şanlıurfa Escort Şırnak Escort Tekirdağ Escort Tokat Escort Trabzon Escort Tunceli Escort Uşak Escort Van Escort Yalova Escort Yozgat Escort Zonguldak Escort
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.