Değerli okurlarım bugünkü yazımda toplumumuzun bütün katmanlarını yakından ilgilendiren teknoloji konusunu ele alacağım.
21yy’de çok hızlı değişimlere tanıklık ediyoruz. Bilgilerin değişim hızı 3 yıla kadar inmekte, bilginin değişimiyle teknoloji teknolojinin değişimiyle algı, tutum ve davranışlarda değişime uğrar. .Dijital alandaki gelişmelerin doğru ve zamanında kullanımı yeni ufuklara , yeni vizyonlara yelken açarken yanlış zamansız ve bilinçsiz kullanımı birçok olumsuz sonuca ortam hazırlamaktadır.
Peki teknolojiyi nasıl kullanmalıyız? Teknoloji kullanımının olumlu ve olumsuz sonuçlarını bireylere ve topluma etkilerini irdelemek için bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?
Teknoloji dediğimiz televizyon, cep telefonları, tabletler ve oyun konsollarının kullanımıyla ilgili neler yapmalıyız?
Dijital araç ve gereçleri yerinde ve zamanında kullanmak için doğru bilgi edinip ailelerimizi bilgilendirmeliyiz.
0-2 yaş döneminde teknoloji çocuk gelişimini etkilediğinden dolayı dijital araçlardan uzak tutmalıyız.
02-15 yaş arasında ise aile kontrolünde dijital araçlar kullanılmalıdır.2 saat dışında sürekli dijital yüklemeler gelişim çağındaki çocukların sosyal zihinsel ,duygusal gelişimini olumsuz etkilemektedir . Dijital yüklemeye maruz kalan çocukların ergenlik ve yetişkin dönemlerinde olumsuzluklar sürüp gitmektedir. Bu olumsuzluklar;
Ekran başında uzun süre kalan çocukların dil gelişimi yeterli düzeye ulaşamaz. Temel hareket becerilerinin oluştuğu beynin motor bölgesi zarar görür. Dürtü; kontrolü bellek, zihinsel esneklik gibi düşünme becerilerinin olduğu beynin prefrontal bölgesi zarar görür. Annesine bağlanarak güç ve güven duyan çocukların ekranlara bağlanması onların güven duygularını zayıflatır. Stres yükler dolayısıyla öğrenme ve gelişmesi zayıflar. Aileden uzak olan çocuklarda iletişim becerisi zayıflar, dikkat eksikliği, sıkılma ve bunalma olur. Uyku düzeni bozulur, fiziksel ve beyinsel gelişmesi geriler.
Topraktan , oyundan, paylaşmadan ,düşünmeden, uzak büyüyen çocuğun , olumlu kişilik ve eleştirel düşünce gelişimi zayıf olur. Fiziksel hareketsizlik, oturuş ve duruş bozukluklarına sebebiyet verir. Atıştırmalık gıdalar ve reklam ürünleriyle beslenen çocuklar sağlıklı gelişim için gerekli vitamin ve mineralleri alamadığı için obez olmaya adaydır.
Türk toplumundaki aile yapısına göre genel olarak çabalamadan, uğraşmadan, efor sarfetmeden çocuk yetiştirmek kolaydır .Dijital cihazları adeta ‘dijital emzik’ gibi kullanarak teknoloji bağımlısı bir nesil yetiştiriyorlar. Peki doğru dijital araç kullanımı nasıl olmalıdır?
0-2 yaş grubunun eline teknolojik cihazlar verilmemeli.
02-15 yaş arası ise bunları günde ortalama 2 saat kullanmalı.Dijital cihazlar aile kontrolünde kullanılmalı.
Küçük yaştan itibaren çocuğa teknolojiyi doğru kullanmayı, düzgün ve uygun bir dille anlatıp takip etmeli ve sonuç almalıyız. Teknolojik ürünleri ,ortak alanlarda yani mutfak ve oturma odası gibi mekanlardan uzak tutmalıyız. Çocuğun gelişimine katkı sağlayacak içerikdeki uygulamaları birlikte yapmalıyız.
Teknolojinin yaydığı mavi ışıktan çocuklarımızı uzak tutmalıyız. Özellikle yatak odasında cihazları açık bırakmamalıyız. Cep telefonlarımızı kapatmalı ya da başka bir odada bulundurmalıyız. Çünkü mavi ışık
Melatonin denilen uyku hormonu oluşmasını engeller. Bu, kansere karşı kalkan görevi bir hormondur. Söz konusu hormonun eksikliğinde depresyon ,kaygı bozukluğu, yorgunluk çarpıntı ve isteksizlik görülür. Yatmadan 1,5-2 saat önce teknolojik cihazlar kullanılmamalı. Bu konuda biz ebeveynler olarak örnek teşkil etmeliyiz. Ailece kitap okuma saatleri düzenlemeliyiz .Dijital cihazlar yerine hikayeler anlatılmalı, oyunlar oynanmalı, doğa yürüyüşleri yapılmalı, çiçeğe toprağa dokunulmalı. Televizyonda eğitici , öğretici, coğrafi, tarihi, bilimsel belgesel programları ailece izlenmeli. Aile içi ortak sohbet ortamı oluşturmalı, çocuk ve gençlerde başağrısı, stres, göz kuruluğu, öfke gibi durumlar genellikle dijital yüklemelerin sonucudur. Küçük yaştan itibaren çocuklarımıza ve gençlere dijital cihaz kullanımıyla ilgili bir metin oluşturulup imza atılabilinir. Çocuklarımızın ve gençlerimizin ne izledikleri, ne zaman ve nerde oldukları takip etmeli, onlara yaklaşımımız kırmadan , dökmeden , birlikte sevgi ve saygı çerçevesinde olmalıdır. Unutmayalım, ne ekersek onu biçeriz.
Aile bireylerinin hepsinde akıllı telefonlar var ve herkes odasına çekilmiş kitap okumayan, sohbet edilmeyen bir ailede dijital bağımlısı nesiller yetişir. Çocuklarımız kulaklarıyla değil gözleriyle öğrenirler. Aksi halde yorgun, bitkin, soluk bir yüzle öfkeli ve stresli tipler; düşünmeyen ,eleştirmeyen, dinlemeyen ve bencil bir toplum oluşması kaçınılmaz sondur.
Sonuç olarak dijital cihazların doğru zamanda ve doğru yerde kullanıldığında bir yararının olduğunu inkar edemeyiz. Abartılı, zamansız ve orantısız kullanıldığında çocuk ve gençlerimizin sosyal, psikolojik ve akademik olarak zihinsel gelişmelerine ciddi zararlar verir. Ve bir çok evladımız teknolojik zehre kurban vermekteyiz. Elimizden düşmeyen cep telefonlarıyla , dizilerle, siyasi kısır çatışmalarla evlatlarımıza doğru model olamayız.