deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler acotr.org bonus veren siteler https://playdotjs.com/ bahis siteleri casino siteleri

Faruk Çebi
Köşe Yazarı
Faruk Çebi
 

KIRSAL DÖNÜŞÜM PROJESİ

Ülkemizin değişik coğrafyalarında yaşanmış olan sel ve su baskını felaketlerinin en büyük nedeni ülke gerçekleriyle uyum sağlamayan Orman Yasası ile bu yasayla yapılmaya zorlanan Orman Kadastro Çalışmalarının tetiklediği ormansızlaşmadır. Yürürlükteki  orman  yasası ile  bu yasa ile  yapılmaya zorlanan orman kadastro çalışmaları vatandaşa ait  orman bırakmamıştır. Vatandaşın ağaç ve orman sahibi olabilmesi yasayla resmen yasaklanmıştır. Orman kadastrosunun haksız ve adaletsiz uygulamaları ağaç ve ormana karşı insanımızın husumetini artırmış, mülkiyet hakkının korunması   için de ormanın ve ağacın yok edilmesi gerekliliğine inanır olmuştur. Söz konusu inanç ve husumet başta Karadeniz Bölgesi olmak üzere ülkemizdeki ormansızlaşmayı  olağanüstü körüklemiştir.   Ekonomik gerekçeler ve  yaşam  şartlarından  dolayı  yıllardan beri düşük rakımlardaki ormanlar ile ülke gerçekleri ile uyum sağlamayan orman yasası ile yapılmaya zorlanan orman kadastro çalışmalarından dolayı sahipli ormanların neredeyse tamamı  tarım arazilerine dönüştürülmüştür. Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesinde sadece orman kadastrosundan dolayı iş makineleriyle kitlesel orman tahripleri yaşanmıştır. Gerek,geçmiş  yıllardaki  ekonomik zorunluluktan  gerekse, son yıllarda ki orman kadastro çalışmalarından dolayı binlerce hektar sahipli orman hızla yok edilmiştir. Ormanların  tahrip edilmesine doğru bir teşhis koyulamadığından kalıcı çözümü de mümkün olamamıştır. Bilimsel araştırmalar, Doğu Karadeniz Bölgesinin eğimli ve engebeli arazisinin stabilizesi  için  olması gerekli ormanlık alan oranının en az % 70–80 düzeyinde olması gerektiğini ortaya koymuştur. Bölgenin geçmişindeki  doğal ormanlık alan oranının da en bu düzeylerde olduğu bilinmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı yıllardan beri yaşanan orman tahripleri söz konusu oranı genelde % 30–35 seviyesine kadar düşürmüştür. Alçak rakımlardaki ormanlık alan oranı birçok yerde ne yazıktır ki  Sıfıra yaklaşmıştır. Bu durum, can ve mal kayıplarına neden olan sel ve su baskını felaketlerinin sık sık yaşanmasını kaçınılmaz kılmıştır.   Hava fotoğraflarından da faydalanılarak en az 50–60 yıl önceki arazilerin doğal bitki yapısını ortaya koyan flora haritalarına göre mevcut arazilerin tekrar eski yapısına dönüştürme zorunluluğunu esas alan “kırsal dönüşüm projesinin” bir an önce uygulamaya konulması kaçınılmazdır. Bu amaçla başta orman yasası olmak üzere birçok yasada radikal değişikliğe gidilmelidir. Heyelan riski taşıyan bütün havzalar mülkiyetine bakılmaksızın yeni yasalar çerçevesinde ivedilikle ormanlaştırılmalıdır. Nasıl ki depreme karşı kentsel dönüşüm projesiyle çürük binaların yerine depreme dayanıklı binaların oluşturulması hedeflenmişse kırsal dönüşüm projesiyle de heyelan riski taşıyan arazilerin heyelana dayanıklı orman alanlarına dönüştürülmesi hedeflenmelidir. Aksi takdirde ne yapılırsa yapılsın, sel ve su baskını sorununa kalıcı çözüm bulunabilmesi kesinlikle mümkün olmayacaktır.   Faruk ÇEBİ İstanbul ve Trabzon E. Orman Bölge Müdürü Kürem-Der Genel Başkanı  
Ekleme Tarihi: 27 Mayıs 2021 - Perşembe

KIRSAL DÖNÜŞÜM PROJESİ

Ülkemizin değişik coğrafyalarında yaşanmış olan sel ve su baskını felaketlerinin en büyük nedeni ülke gerçekleriyle uyum sağlamayan Orman Yasası ile bu yasayla yapılmaya zorlanan Orman Kadastro Çalışmalarının tetiklediği ormansızlaşmadır. Yürürlükteki  orman  yasası ile  bu yasa ile  yapılmaya zorlanan orman kadastro çalışmaları vatandaşa ait  orman bırakmamıştır. Vatandaşın ağaç ve orman sahibi olabilmesi yasayla resmen yasaklanmıştır. Orman kadastrosunun haksız ve adaletsiz uygulamaları ağaç ve ormana karşı insanımızın husumetini artırmış, mülkiyet hakkının korunması   için de ormanın ve ağacın yok edilmesi gerekliliğine inanır olmuştur. Söz konusu inanç ve husumet başta Karadeniz Bölgesi olmak üzere ülkemizdeki ormansızlaşmayı  olağanüstü körüklemiştir.

  Ekonomik gerekçeler ve  yaşam  şartlarından  dolayı  yıllardan beri düşük rakımlardaki ormanlar ile ülke gerçekleri ile uyum sağlamayan orman yasası ile yapılmaya zorlanan orman kadastro çalışmalarından dolayı sahipli ormanların neredeyse tamamı  tarım arazilerine dönüştürülmüştür. Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesinde sadece orman kadastrosundan dolayı iş makineleriyle kitlesel orman tahripleri yaşanmıştır.

Gerek,geçmiş  yıllardaki  ekonomik zorunluluktan  gerekse, son yıllarda ki orman kadastro çalışmalarından dolayı binlerce hektar sahipli orman hızla yok edilmiştir. Ormanların  tahrip edilmesine doğru bir teşhis koyulamadığından kalıcı çözümü de mümkün olamamıştır.

Bilimsel araştırmalar, Doğu Karadeniz Bölgesinin eğimli ve engebeli arazisinin stabilizesi  için  olması gerekli ormanlık alan oranının en az % 70–80 düzeyinde olması gerektiğini ortaya koymuştur. Bölgenin geçmişindeki  doğal ormanlık alan oranının da en bu düzeylerde olduğu bilinmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı yıllardan beri yaşanan orman tahripleri söz konusu oranı genelde % 30–35 seviyesine kadar düşürmüştür. Alçak rakımlardaki ormanlık alan oranı birçok yerde ne yazıktır ki  Sıfıra yaklaşmıştır. Bu durum, can ve mal kayıplarına neden olan sel ve su baskını felaketlerinin sık sık yaşanmasını kaçınılmaz kılmıştır.  

Hava fotoğraflarından da faydalanılarak en az 50–60 yıl önceki arazilerin doğal bitki yapısını ortaya koyan flora haritalarına göre mevcut arazilerin tekrar eski yapısına dönüştürme zorunluluğunu esas alan “kırsal dönüşüm projesinin” bir an önce uygulamaya konulması kaçınılmazdır. Bu amaçla başta orman yasası olmak üzere birçok yasada radikal değişikliğe gidilmelidir. Heyelan riski taşıyan bütün havzalar mülkiyetine bakılmaksızın yeni yasalar çerçevesinde ivedilikle ormanlaştırılmalıdır. Nasıl ki depreme karşı kentsel dönüşüm projesiyle çürük binaların yerine depreme dayanıklı binaların oluşturulması hedeflenmişse kırsal dönüşüm projesiyle de heyelan riski taşıyan arazilerin heyelana dayanıklı orman alanlarına dönüştürülmesi hedeflenmelidir. Aksi takdirde ne yapılırsa yapılsın, sel ve su baskını sorununa kalıcı çözüm bulunabilmesi kesinlikle mümkün olmayacaktır.

 

Faruk ÇEBİ

İstanbul ve Trabzon E. Orman Bölge Müdürü
Kürem-Der Genel Başkanı

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve araklimanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.