Ege ve Akdeniz’de özellikle çam ormanlarında çıkan ve günlerce söndürülmeyen büyük orman yangınları İstanbul için de ciddi bir uyarı vermektedir.
1960 ve 80'li yıllarda İstanbul'da hazine arazilerine sahip çıkmak amacıyla takriben 400 bin dönüm (İstanbul Ormanlarının %16’sı) çam ormanları oluşturuldu.
Hazine arazilerinin yapılaşmaya karşı korunmasında geçmişte çok büyük görev üstlenen çam ormanları günümüzde de ne yazıktır ki barut fıçısı gibi İstanbul’u tehdit etmektedir.
BÜYÜK FACİYA NEDEN OLABİLECEK ORMAN YANGINLARINA ENGEL OLMAKTA ZORLANABİLİRİZ.
İstanbul’da dikim yoluyla oluşturulan söz konusu çam ormanları Beykoz, Sarıyer, Sultanbeyli, Ümraniye ve Kartal gibi ilçelerde yoğun yerleşim alanları ile iç içedir.
Bilindiği gibi orman yangınları ile iklim değerleri arasında çok sıkı bir ilişki vardır.
En donanımlı yangın filoları bile ekstrem hava koşullarında yanıcı özelliği çok yüksek olan çam ormanlarındaki yangının büyük bir faciaya dönüşmesine engel olamayabilir.
Bundan dolayı İstanbul’da orman yangınlarının önlenmesinde sıra dışı, kalıcı ve köklü tedbirlerin alınması kaçınılmaz olmuştur.
İSTANBUL’A SONRADAN DİKİLEN ÇAM ORMANLARININ YERİNE İSTANBUL’UN ASLİ AĞAÇ TÜRLERİ DİKİLMELİ
İstanbul'u tehdit eden orman yangınlarının önüne geçmek için kalıcı tedbirlerin ivedilikle alınması zaruri olmuştur.
Orman yangınları açısından büyük bir risk taşıyan İstanbul’daki çam ormanlarını zaman kaybetmeden yangına daha dayanıklı ve İstanbul’un asli ağaç türlerinden olan meşe, kestane ve kayın ormanlarına dönüştürmek zorundayız.
Söz konusu çalışmalara hemen başlamalıyız ve hızla bitirilmeliyiz.
Aksi taktirde yarın çok geç kalabiliriz ve Büyük Orman Yangınları İstanbul’u Cayır Cayır Yakabilir.