15 Temmuz gecesi milletimizin silahıyla milletimize mermi yağdıran ve devleti ele geçirmeye çalışan çeteler 2010’lu yıllarda Kamu yönetiminde çok etkili idiler. Kamu malını çalmayı meslek edinen Rant çeteleriyle de işbirliği yapmışlardı.
İşbirlikçi çetelere biat edenlerin en önemli makamlara atandığı ve söz konusu çetelerin Devletin Kozmik Odası dahil en mahrem mekanlarına ellerini kollarını sallayarak girebildiği yıllarda ben, her şeyi de göze alarak Başbakanlıkta Bakan Danışmanı unvanımla kaleme aldığım 01.12.2010 tarihli 24 sayfalık Raporumda işbirlikçi çetelerin kamudaki etkinliğini, kirli ilişkilerini ve ülkemize verdikleri telafisi imkansız zararı İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü görevimde bizzat yaşayarak edindiğim bilgi ve belgelerle ifşa ettim.
Gereğinin yapılması için söz konusu Raporumu başta Devlet Denetleme Kurulu olmak üzere Devletin en yetkili makamlarına ilettim.
Adli soruşturmanın başlatılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sundum.
Meslektaşlarımı bilgilendirmek için Orman Mühendisliği Dergisinde yayınlattım.
Ormancılıkla ilgili sivil toplum örgütlerine ve parti ayrımı yapmaksızın TBMM’de yakinen tanıdığım Milletvekillerine gönderdim.
NTV Televizyonunda yayınlanan Yakın Plan proğramı aracılığı ile tüm kamuoyuyla da paylaştım.
Görüldüğü gibi işbirlikçi çetelere engel olabilmek için her şeyi göze aldım ve yapılabilecek ne varsa hepsini de yaptım. Ne yazık ki haklı feryadımı İstanbul’da cazibesi çok yüksek olan hafriyat Rantından dolayı hiç kimse anlamak istemedi. Üstelik, başıma gelmeyen de kalmadı.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra hem devlet büyüklerimizin söylemleri hem de Cumhuriyet Savcılıklarımızın iddianameleri, süreçte kesinleşen 9 yargı kararı ve İstanbulun yaşadığı Çamur, Sel ve Müsilaj felaketleri Raporda yazdıklarımın hepsini alenen teyit etti.
Tüm ayrıntılar, belgeleriyle Kitabım Bütokrant’da.