deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler acotr.org bonus veren siteler https://playdotjs.com/ bahis siteleri casino siteleri

 

ARAKLI'DA HARP VE VEFA TURİZMİ

Araklı'da "Harp ve Vefa" Turizmi  Harp ve vefa turizmi kavramlarını bazılarımız ilk defa duyuyor olabilir. Bu kavramların genel turizm kavramlarımız arasında yeri de olmayabilir. Lakin, tarih boyunca önemli askeri mücadelelere sahne olmuş Trabzon, bir harp ve vefa turizmi yaklaşımıyla turizm yaklaşımlarını geliştirmek durumundadır. Çanakkale'de Gelibolu tarihi yarımadasında olduğu gibi. Aslında her bir metrekaresi harp mıntıkası olan Araklı sınırları içerisinde de benzer şekilde, 1916-1918 yılları arasındaki Rus işgali döneminde meydana gelen  işgal olayları ve acılarını unutturmayacak adımlar atılmalıdır. Bu açıdan, Araklıdaki harp mıntıkaları birer birer gün yüzüne çıkarılmalıdır. Harp alanları, tarihi patikalar ve yollar belirlenmeli, Türk askerlerinin ve işgalcilerin karargah ve mevzileri, şehidlikler, şehid kabirleri ortaya konulmalıdır. Bunlarla birlikte, şehid kabirlerine, şehidliklere ve harp mıntıkalarına yakın mesafede hiç bir yapılaşmaya müsaade edilmemelidir. Aksine, bu mıntıkalar birer askeri alan yaklaşımına sahne olmalarından dolayı sınırları belli edilerek tarihi sit alanı ilan edilmeli ve koruma altına alınmalıdır. Böylesi tarihi mıntıkaların imara açılması, buralardaki tarihi anlamın elden çıkmasına ve hatta yaşanan harp acılarının tümden unutulmasına yol açabilecektir. Fakat harp ve vefa yaklaşımlarıyla yöreye gelecek turistlere, Gelibolu'da olduğu gibi bir hizmet de sunulmalıdır. Uzman isimlerden ve yöreyi iyi bilen yöre insanından sağlanacak verilerle birlikte Araklı'daki harp alanlarına ve hususen şehidlere yönelik yapılacak çalışmalar, öncelikle çoğunluğu Anadolu'nun değişik vilayetlerinden gelerek Araklı'da şehid düşmüş askerlere saygı ve vefaya; daha sonra şehidlerin mensup oldukları vilayetlerin ilgili insanlarının Araklı'ya davetine ve yerel turizme kapı aralayabilecektir. Tabi ki bu iş sırf para kazanma beklentisinden öte yoğun bir saygı ve vefa turizmi yaklaşımıyla gerçekleşmelidir.   Araklı'da Şehidlere Saygı Yürüyüşü  Araklı'daki en yoğun harp mıntıkalarından olan Aho (Ayvadere), Pervane bir tarafta; Marzuba (Kaymaklı), Bifera (Merkezköy-İyisu-Tosunlu), Horyan (Yeşilyurt), Kizirnos (Kayacık), Galer Kayalıkları, Ağaçbaşı Yaylası, Yılantaş Yaylası bir tarafta, Madur ve Polut istikametleri ise diğer tarafta olmak üzere, tarihe ve şehidlere saygı kapsamında bu mıntıkalardaki harp bölgelerine yönelik bir "Tarihe ve Şehide Saygı Yürüyüşleri" başlatılmalı, bölgeye gelecek muhtemel turistlere hem konaklama ve hem de yürüyüş imkanı sağlanmalıdır. Mesela, Horyan Miçisar düzlüğünde toplanan ziyaretçiler buradan yakındaki şehidliğe yürüyerek gitmelidir. Yürürken sağda solda bulunan siperleri ve şehid kabirlerini görebilmelidir. Kizirnos'a getirilen ziyaretçiler ise, buradan büyük çatışmaların yaşandığı Ağaçbaşı Yaylasına ve Galer Kayalıklarına, Yılantaş Yaylasına ve büyük süngü harplerinin yaşandığı hatta harbin en kesif şekilde gerçekleştiği kritik mevkiler olan Madur-Polut istikametine yürüyerek gidebilmelidir, gitmese bile uzaktan mıntıkayı görebilmelidir. Kizirnos'un üst kotunda bulunan Galer Kayalıklarına çıkarak harp alanını tüm berraklığı ile temaşa edebilmelidir. Ağnas, Bifera ve Pervane'ye çıkıp; Pervane, Bifera ve Ağnas üçgeninde yaşanan harp olaylarının gerçekleştiği tüm mıntıkayı görebilmelidir. Aho'ya çıkıp, Hazer'den ve hatta mümkünde Kilise Dağı denilen o dehşet dağdan harbin en yoğun şekilde yaşandığı Karadere Vadisini bambaşka bir açıdan izleyebilmelidir. Mıntıkaları gezerken yöre insanının belleğinde kalan acı hatıraları dinleyebilmelidir. Aho Dağı ve etrafında yürürken, buralara ayak basan ünlü komutan Fevzi Çakmak'ı hatırlamalıdır. Tabi bu mevkide, burada  mevzi alan, vatan için vuran ve vurulan askerler ile onların ünlü komutanları Fevzi Çakmak adına bir anıt yapılmalıdır. Kizirnos'ta Albay Salih Bey'e ve Yüzbaşı Köprüsü civarında ise Yüzbaşı Hasan Rıza Efendiye.. Araklı'ya gelecek tarih meraklıları için ilgili kurumların mihmandarlığında haftanın belirli gün ve saatlerinde rehberler eşliğinde tanıtım gezileri düzenlenmelidir. İlgili turistler belirli bir yere kadar araçlarla, belirli yerden sonra yürüyerek sahayı inceleyebilmelidir. Araklı'da bahsedilen harp mıntıkalarında yer alan onlarca meçhul şehid kabirlerinin tamamının yapılması ve her meçhul şehid kabrinin başına dikilecek 5-10 metrelik bayrak direkleri ile, Araklının yoğun yeşil tonu içerisinde müthiş bir albayrak deseni oluşturulabilir. Böylelikle, Araklı'nın şehidlerle dolu coğrafyasındaki her şehid kabri daha da belirginleştirilebilir. Bununla birlikte, büyük çatışmaların yaşandığı Kizirnos'a, Aho'ya, Pervane'ye, Madur ve Polut dağları civarına ve Karadere Vadisine ise birer milli müdafaa anıtı ve dev bayrak direkleri yapılmalıdır. Bayraklar, şehidleri ve harp alanlarını belirten işaretler olarak da anlaşılmalıdır. Harp mıntıkalarına giden yolları belirtmek için belirgin yön tabelaları ile, yörede bağımsız gezecek turistlere kılavuzluk yapılmalıdır. Tüm bu beklentilerle birlikte, Genelkurmay Başkanlığının ve Milli Savunma Üniversitesinin, askeri öğrencileri ve kurmay adaylarını; senede bir defa bu bölgedeki harpleri yerinde incelemek ve bir Fevzi Çakmak Paşa'yı, bir Albay Galatalı Şevket'i ve Rus Kazak süvarilerinin Kizirnos Köyü'nde kılıçlarıyla doğrayarak şehid ettikleri Trabzonlu 97. Alay Komutanı Albay Salih Bey ile Horyan'da bir Rus baskını sonrası askerlerini kaybeden hatta duruma tahammül edemeyip intihar eden Yüzbaşı Hasan Rıza Efendi'yi ve yüzlerce şehid Mehmedi anmak üzere bu mıntıkalara getirmelerini ve bu ziyaretlerin gelenekselleşmesini arzu ediyoruz. Böylesi bir turizm yaklaşımı, Araklı'ya yönelik turizm adımları bir farkındalık oluşturabileceği gibi, gelecek nitelikli turistler sayesinde Araklı insanı hem kültürel ve hem de ekonomik anlamda yeni bir çehre kazanabilecektir.   "Şehide Saygı" Ama Yeşilyurt Şehidliği'ndeki Vaziyet!  Tarih turizminden bahsederken, ihmallerden mütevellit yöredeki acı gerçekleri de dillendirmek gerekiyor. Öncelikle şunu bilmeliyiz ki, şehidliklere ve şehidlerimize yönelik sözde değil özde şekilde hürmetkar ve ilgili davranmak gibi bir görevimiz var. Lakin, Birinci Dünya Savaşında ve 1916 yılında Araklı Yeşilyurt (Horyan) Mahallesinde Rusların baskınına uğrayan ve ağır zayiat veren Beyoğlu Jandarma Taburu askerleri için MSB tarafından yaptırılan şehitlik anıtı ile bu anıtın karşı tarafında bulunan toplu şehitlik kısmı yanında şehidliğin dış kısımları yıllardır büyük bir bakımsızlıkla karşı karşıya. Anıtın mermer kaplamaları dökülmüş, mermer zemini yosun bağlamış, mezar mermerleri renk değiştirmiş, anıt etrafındaki mezar bölümleri topraksız ve beton kapaklar görünür halde. Elektrik tesisatı deforme olmuş, demir kapıları kırık ve arızalı, bayrak direğinde bayrak yok.. Trabzon Araklı Horyan (Yeşilyurt) Mahallesindeki şehidliğin bu içler acısı hali büyük üzüntü veriyor. Bu yörede şehid olan kınalı kuzuların ebedi istirahatgahı bu şekilde olamaz, olmamalı. Şehidlik, sadece törenden törene ve protokol için temizlenmemeli. Gül bahçesi olması gereken şehidliğin, yaban otları ve dikenler tarafından işgal edilmesi, şehitliğin iç mekanında meşe ağaçlarının yetişmeye başlaması, şehidlik yapılarının bakımsızlıktan dökülüyor olması görmezden gelinemez, gelinmemeli. Neden? Çünkü İslam inancına göre şehidler ölü değildir!  Yolu Araklı'dan Geçen Paşalar  Pek çoğumuz bilmez belki ama Araklı'dan Mareşal Fevzi Çakmak gibi bir isim geçmiştir. Fevzi Çakmak, Birinci Dünya Savaşı'nda Araklı yöresindeki kuvvetlerin komutanıdır. Arsin Büyükhara'da kurulu olan Türk karargahından gelerek Araklı Aho'daki Türk kuvvetlerini denetlemiştir. Mareşal'in Karadere Vadisine geldiği zaman, Karadere'nin batı yakasındaki Türk birlikleri arasında müthiş bir hareketliliğin olduğu ve vadinin tekbirlerle inlediği anlatılır kaynaklarda. Fevzi Paşa sadece Karadere vadisinde değil, Ruslara ağır baskınların yapıldığı Madur ve Polut harplerinde de komutayı elde tutmuştur. Mareşal Fevzi Çakmak dışında Araklı'da iz bırakan başka bir komutana daha rastlıyoruz. O da 37. Tümen Komutanı Albay Kazım Fikri Özalp (Orgeneral Özalp)'tır. Tümen komutanı olarak tüm sahil bölgesini olduğu gibi 25 Şubat 1918'de Araklı'yı Rus işgalinden ve Ermeni çetecilerin zulmünden kurtarmıştır. Şimdi.. Adı geçen şahsiyetlerin Araklı'daki faaliyetlerini bugüne kadar bilmiyorduk diyelim. Lakin, öğrendik. Bu durumda bizlere düşen, adı geçen şahsiyetlere Trabzon'da ilk büyük vefayı göstererek, isimlerini Araklı'da çok anlamlı kurumlarda yaşatacak adımları atmamızdır. Bahsedilen adımların atılması ise şu dakika itibarıyla, Araklı'daki ilgili tüm kurumların üzerine vazifedir.    
Ekleme Tarihi: 27 Haziran 2021 - Pazar

ARAKLI'DA HARP VE VEFA TURİZMİ

Araklı'da "Harp ve Vefa" Turizmi 

Harp ve vefa turizmi kavramlarını bazılarımız ilk defa duyuyor olabilir. Bu kavramların genel turizm kavramlarımız arasında yeri de olmayabilir. Lakin, tarih boyunca önemli askeri mücadelelere sahne olmuş Trabzon, bir harp ve vefa turizmi yaklaşımıyla turizm yaklaşımlarını geliştirmek durumundadır. Çanakkale'de Gelibolu tarihi yarımadasında olduğu gibi. Aslında her bir metrekaresi harp mıntıkası olan Araklı sınırları içerisinde de benzer şekilde, 1916-1918 yılları arasındaki Rus işgali döneminde meydana gelen  işgal olayları ve acılarını unutturmayacak adımlar atılmalıdır. Bu açıdan, Araklıdaki harp mıntıkaları birer birer gün yüzüne çıkarılmalıdır. Harp alanları, tarihi patikalar ve yollar belirlenmeli, Türk askerlerinin ve işgalcilerin karargah ve mevzileri, şehidlikler, şehid kabirleri ortaya konulmalıdır. Bunlarla birlikte, şehid kabirlerine, şehidliklere ve harp mıntıkalarına yakın mesafede hiç bir yapılaşmaya müsaade edilmemelidir. Aksine, bu mıntıkalar birer askeri alan yaklaşımına sahne olmalarından dolayı sınırları belli edilerek tarihi sit alanı ilan edilmeli ve koruma altına alınmalıdır. Böylesi tarihi mıntıkaların imara açılması, buralardaki tarihi anlamın elden çıkmasına ve hatta yaşanan harp acılarının tümden unutulmasına yol açabilecektir. Fakat harp ve vefa yaklaşımlarıyla yöreye gelecek turistlere, Gelibolu'da olduğu gibi bir hizmet de sunulmalıdır. Uzman isimlerden ve yöreyi iyi bilen yöre insanından sağlanacak verilerle birlikte Araklı'daki harp alanlarına ve hususen şehidlere yönelik yapılacak çalışmalar, öncelikle çoğunluğu Anadolu'nun değişik vilayetlerinden gelerek Araklı'da şehid düşmüş askerlere saygı ve vefaya; daha sonra şehidlerin mensup oldukları vilayetlerin ilgili insanlarının Araklı'ya davetine ve yerel turizme kapı aralayabilecektir. Tabi ki bu iş sırf para kazanma beklentisinden öte yoğun bir saygı ve vefa turizmi yaklaşımıyla gerçekleşmelidir.
 

Araklı'da Şehidlere Saygı Yürüyüşü 

Araklı'daki en yoğun harp mıntıkalarından olan Aho (Ayvadere), Pervane bir tarafta; Marzuba (Kaymaklı), Bifera (Merkezköy-İyisu-Tosunlu), Horyan (Yeşilyurt), Kizirnos (Kayacık), Galer Kayalıkları, Ağaçbaşı Yaylası, Yılantaş Yaylası bir tarafta, Madur ve Polut istikametleri ise diğer tarafta olmak üzere, tarihe ve şehidlere saygı kapsamında bu mıntıkalardaki harp bölgelerine yönelik bir "Tarihe ve Şehide Saygı Yürüyüşleri" başlatılmalı, bölgeye gelecek muhtemel turistlere hem konaklama ve hem de yürüyüş imkanı sağlanmalıdır. Mesela, Horyan Miçisar düzlüğünde toplanan ziyaretçiler buradan yakındaki şehidliğe yürüyerek gitmelidir. Yürürken sağda solda bulunan siperleri ve şehid kabirlerini görebilmelidir. Kizirnos'a getirilen ziyaretçiler ise, buradan büyük çatışmaların yaşandığı Ağaçbaşı Yaylasına ve Galer Kayalıklarına, Yılantaş Yaylasına ve büyük süngü harplerinin yaşandığı hatta harbin en kesif şekilde gerçekleştiği kritik mevkiler olan Madur-Polut istikametine yürüyerek gidebilmelidir, gitmese bile uzaktan mıntıkayı görebilmelidir. Kizirnos'un üst kotunda bulunan Galer Kayalıklarına çıkarak harp alanını tüm berraklığı ile temaşa edebilmelidir. Ağnas, Bifera ve Pervane'ye çıkıp; Pervane, Bifera ve Ağnas üçgeninde yaşanan harp olaylarının gerçekleştiği tüm mıntıkayı görebilmelidir. Aho'ya çıkıp, Hazer'den ve hatta mümkünde Kilise Dağı denilen o dehşet dağdan harbin en yoğun şekilde yaşandığı Karadere Vadisini bambaşka bir açıdan izleyebilmelidir. Mıntıkaları gezerken yöre insanının belleğinde kalan acı hatıraları dinleyebilmelidir. Aho Dağı ve etrafında yürürken, buralara ayak basan ünlü komutan Fevzi Çakmak'ı hatırlamalıdır. Tabi bu mevkide, burada  mevzi alan, vatan için vuran ve vurulan askerler ile onların ünlü komutanları Fevzi Çakmak adına bir anıt yapılmalıdır. Kizirnos'ta Albay Salih Bey'e ve Yüzbaşı Köprüsü civarında ise Yüzbaşı Hasan Rıza Efendiye.. Araklı'ya gelecek tarih meraklıları için ilgili kurumların mihmandarlığında haftanın belirli gün ve saatlerinde rehberler eşliğinde tanıtım gezileri düzenlenmelidir. İlgili turistler belirli bir yere kadar araçlarla, belirli yerden sonra yürüyerek sahayı inceleyebilmelidir. Araklı'da bahsedilen harp mıntıkalarında yer alan onlarca meçhul şehid kabirlerinin tamamının yapılması ve her meçhul şehid kabrinin başına dikilecek 5-10 metrelik bayrak direkleri ile, Araklının yoğun yeşil tonu içerisinde müthiş bir albayrak deseni oluşturulabilir. Böylelikle, Araklı'nın şehidlerle dolu coğrafyasındaki her şehid kabri daha da belirginleştirilebilir. Bununla birlikte, büyük çatışmaların yaşandığı Kizirnos'a, Aho'ya, Pervane'ye, Madur ve Polut dağları civarına ve Karadere Vadisine ise birer milli müdafaa anıtı ve dev bayrak direkleri yapılmalıdır. Bayraklar, şehidleri ve harp alanlarını belirten işaretler olarak da anlaşılmalıdır. Harp mıntıkalarına giden yolları belirtmek için belirgin yön tabelaları ile, yörede bağımsız gezecek turistlere kılavuzluk yapılmalıdır. Tüm bu beklentilerle birlikte, Genelkurmay Başkanlığının ve Milli Savunma Üniversitesinin, askeri öğrencileri ve kurmay adaylarını; senede bir defa bu bölgedeki harpleri yerinde incelemek ve bir Fevzi Çakmak Paşa'yı, bir Albay Galatalı Şevket'i ve Rus Kazak süvarilerinin Kizirnos Köyü'nde kılıçlarıyla doğrayarak şehid ettikleri Trabzonlu 97. Alay Komutanı Albay Salih Bey ile Horyan'da bir Rus baskını sonrası askerlerini kaybeden hatta duruma tahammül edemeyip intihar eden Yüzbaşı Hasan Rıza Efendi'yi ve yüzlerce şehid Mehmedi anmak üzere bu mıntıkalara getirmelerini ve bu ziyaretlerin gelenekselleşmesini arzu ediyoruz. Böylesi bir turizm yaklaşımı, Araklı'ya yönelik turizm adımları bir farkındalık oluşturabileceği gibi, gelecek nitelikli turistler sayesinde Araklı insanı hem kültürel ve hem de ekonomik anlamda yeni bir çehre kazanabilecektir. 

 "Şehide Saygı" Ama Yeşilyurt Şehidliği'ndeki Vaziyet! 

Tarih turizminden bahsederken, ihmallerden mütevellit yöredeki acı gerçekleri de dillendirmek gerekiyor. Öncelikle şunu bilmeliyiz ki, şehidliklere ve şehidlerimize yönelik sözde değil özde şekilde hürmetkar ve ilgili davranmak gibi bir görevimiz var. Lakin, Birinci Dünya Savaşında ve 1916 yılında Araklı Yeşilyurt (Horyan) Mahallesinde Rusların baskınına uğrayan ve ağır zayiat veren Beyoğlu Jandarma Taburu askerleri için MSB tarafından yaptırılan şehitlik anıtı ile bu anıtın karşı tarafında bulunan toplu şehitlik kısmı yanında şehidliğin dış kısımları yıllardır büyük bir bakımsızlıkla karşı karşıya. Anıtın mermer kaplamaları dökülmüş, mermer zemini yosun bağlamış, mezar mermerleri renk değiştirmiş, anıt etrafındaki mezar bölümleri topraksız ve beton kapaklar görünür halde. Elektrik tesisatı deforme olmuş, demir kapıları kırık ve arızalı, bayrak direğinde bayrak yok.. Trabzon Araklı Horyan (Yeşilyurt) Mahallesindeki şehidliğin bu içler acısı hali büyük üzüntü veriyor. Bu yörede şehid olan kınalı kuzuların ebedi istirahatgahı bu şekilde olamaz, olmamalı. Şehidlik, sadece törenden törene ve protokol için temizlenmemeli. Gül bahçesi olması gereken şehidliğin, yaban otları ve dikenler tarafından işgal edilmesi, şehitliğin iç mekanında meşe ağaçlarının yetişmeye başlaması, şehidlik yapılarının bakımsızlıktan dökülüyor olması görmezden gelinemez, gelinmemeli. Neden? Çünkü İslam inancına göre şehidler ölü değildir! 

Yolu Araklı'dan Geçen Paşalar 

Pek çoğumuz bilmez belki ama Araklı'dan Mareşal Fevzi Çakmak gibi bir isim geçmiştir. Fevzi Çakmak, Birinci Dünya Savaşı'nda Araklı yöresindeki kuvvetlerin komutanıdır. Arsin Büyükhara'da kurulu olan Türk karargahından gelerek Araklı Aho'daki Türk kuvvetlerini denetlemiştir. Mareşal'in Karadere Vadisine geldiği zaman, Karadere'nin batı yakasındaki Türk birlikleri arasında müthiş bir hareketliliğin olduğu ve vadinin tekbirlerle inlediği anlatılır kaynaklarda. Fevzi Paşa sadece Karadere vadisinde değil, Ruslara ağır baskınların yapıldığı Madur ve Polut harplerinde de komutayı elde tutmuştur. Mareşal Fevzi Çakmak dışında Araklı'da iz bırakan başka bir komutana daha rastlıyoruz. O da 37. Tümen Komutanı Albay Kazım Fikri Özalp (Orgeneral Özalp)'tır. Tümen komutanı olarak tüm sahil bölgesini olduğu gibi 25 Şubat 1918'de Araklı'yı Rus işgalinden ve Ermeni çetecilerin zulmünden kurtarmıştır. Şimdi.. Adı geçen şahsiyetlerin Araklı'daki faaliyetlerini bugüne kadar bilmiyorduk diyelim. Lakin, öğrendik. Bu durumda bizlere düşen, adı geçen şahsiyetlere Trabzon'da ilk büyük vefayı göstererek, isimlerini Araklı'da çok anlamlı kurumlarda yaşatacak adımları atmamızdır. Bahsedilen adımların atılması ise şu dakika itibarıyla, Araklı'daki ilgili tüm kurumların üzerine vazifedir.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve araklimanset.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.