2021 ARAKLI İZLENİMLERİ
Mehmet Akif BAL
Uzun bir salgın döneminden sonra Temmuz ayında "sıla-i rahim" doğrultusunda nihayet memleketimize bir ziyaret gerçekleştirebildik. Uzun bir ziyaret olmasını dilerdim lakin malum salgının devam etmesi sebebiyle ziyaretimiz kısa sürdü. Bununla birlikte göz bebeğimiz Araklımız ile ilgili bazı incelemeler yapabildim. Araklı'ya dair bu izlenimlerimi başlıklar altında sizlerle paylaşmak isterim.
Taşönü
Tüm itirazlara rağmen Taşönü Mahallesinde yapılan çöp tesisi, giderek bir kötü "Koku" problemine dönüşüyor. "Avrupa'nın En Büyük Çöp Tesisi" olacak, "Milyarlarca Dolar Kazandıracak" denilerek Araklı'da inşa edilen bu "çöp tesisi"; çöpü yakarken çıkardığı dumanı ve çöpü yakmadığı zamanlardaki vahşi depolaması ile hem Taşönü, hem Arsin Yanbolu vadisi köyleri, hem de Taşönü Mahallesinin hemen etrafındaki yerleşimleri ağır bir kokuya maruz bırakmaktadır. Kokunun bir turizm alanı olan Kalecik civarına ulaştığı hatta Araklı merkezine inmesinin muhtemel olduğu düşünülüyor. Konu, sadece Taşönü Mahallesinin meselesi değildir artık. Onun için yerel belediyenin ve çöp tesisinin yapımından bizzat sorumlu Büyükşehir Belediyesinin konuyla ilgili hassasiyet taşıyan ve anlaşılır denetimler yapmaları, tesisin belirtilen standartlara uygun çalışmasını sağlamaları gerekmektedir. Bilinmeli ki burada önemli olan konu halkın kendisidir.
Araklı-Bayburt Yolu
Araklı'nın en ciddi problemlerinden biri olan Araklı-Bayburt Salmankaş yolunun durumunda hiç bir değişiklik yok. Çok sayıda trafik kazasına, mal ve can kaybına rağmen vaziyet aynen devam ediyor. Gördüğüm kadarıyla Karayolları yolda sadece asfalt yamama çalışmaları yapıyor. Esaslı bir çalışma yok. Yolun kısa olması nedeniyle Trabzon-Araklı-Bayburt-Erzurum transiti bu yoldan işliyor. Kamyon trafiğinde çok ciddi bir yoğunluk var. Yaz mevsiminde yörede nüfus yoğunluğunun artması, yoldaki trafiği zaman zaman durma noktasına getiriyor. Yolun Araklı-Kaşıkçı hattında ise yapısal problemler söz konusu ve durum beklenmedik kazalara davetiye çıkarıyor. Eski adıyla Tul, yeni adıyla Çamlıca olan mahalleye dönüş kavşağı bunun ciddi bir örneği. Trafiğin hızlı aktığı bir noktada yapılanm kavşağa trafik akışı sırasında sert bir dönüşle girmek durumunda kalıyorsunuz. Kavşağa bir trafik ışığının konulması ve kavşağa girişin yandaki cepten sağlanması gerekmektedir. Şehir içi yol haline gelmiş güzergahta gece aydınlatmasının bulunmayışı ciddi problem. Araklı-Kaşıkçı yolundaki peyzaj konusu ise ayrı bir mesele. Bahsedilen kavşağın orta refüjünde biten ve görüşü engelleyen yüksek otlar nedeniyle iki yıl evvel çok ciddi bir trafik kazasının yaşandığı unutulmamalı.
Araklı Asmasu Şelalesi
Araklı turizminin geleceği konusunda bahsedilmesi gereken önemli konular var. Evvela turizm adımlarında bir perspektif, program, istikrar ve tekamül olması gerekiyor. Yeni ve kalıcı yatırımlar yapmakla birlikte, yaptığınız işleri de sürekli takip etmelisiniz. Sırf sosyal medyada yapılan fotograf paylaşımları ile turizm gelişmiyor. Bu doğrultuda, Araklı'yı Türkiye'ye taşıyacak Asmasu Şelalesinin bozuk stabilize yolu, konforlu bir turizm yoluna dönüştürülmelidir. Haçka yaylasına ve Sultanmurat Yaylalarına kadar tüm bölgeyi asfalt yapan kurumlar, buraya da en kaliteli yolu yapmalıdır. Araklı'daki yerel belediye ve yerel siyaset ise, Trabzon pastasından Araklı'nın payına düşeni almak için gerekli iradeyi göstermelidir. Olmuyorsa Araklı'nın kaynaklarıyla şelaleye kaliteli bir yol yapılmalıdır. Hatta burada, adam akıllı ve doğaya zarar vermeyecek bir ahşap tesis ile şelalenin fotograflanacağı ve muhteşem Çatak vadisinin seyredileceği ahşap bir seyir terası kurulabilmelidir. Şelalenin yola yakın yerinde bulunan kırık dökük ahşap yaya yolu ise adam akıllı ve turizme yakışacak bir özellikte inşa edilmelidir. Turizm adımları kadar önemli bir diğer konu ise şudur: Yetkili kuruluşlar ve bakanlıklar, yaptıracakları su analizlerinden sonra eğer bir yüksek kalite görürlerse, tabiata ve şelaleye zarar vermeyecek hatta şelaleye yönelik doğa turizmini engellemeyecek şekilde ve özellikle şelalenin dereye döküldüğü noktada yani Çatak'ta bir su tesisi kurmalıdır. Su, "Araklı Asmasu" markası adı altında ve sadece cam şişelerde tüketiciye ulaştırılmalıdır. Şelalenin su kalitesinin devamlılığı için ise, şelale suyuna kaynağından itibaren hiçbir şekilde zararlı atığın karışmaması doğrultusunda şelale çevresi koruma altına alınmalıdır. yapılaşma dışında tutulmalıdır. Çünkü suyun içim kalitesi mükemmel. Bilinmeli ki Araklı'yı markalaştıracak adımlardan biri de budur.
Araklı Sahil Otoyolu
Vaktiyle bir yanlışlık yapıldı diyelim.. Fakat artık ciddi bir çözüme ihtiyaç var. İlçenin önünde bir baraj, bir kale duvarı gibi duran yol behemehal kaldırılmalı ve Araklı insanı denizi ile tekrar buluşturulmalıdır. Daha evvelki bir yazım da "Araklı İçin Bir Çılgın Proje" başlığıyla konuya yer vermiştim. Tekrar ediyorum. Akçaabat'ı, Ordu'yu, Ünye'yi, Perşembe'yi çevre yoluyla kurtaran bu Hükümet, Araklı'yı da bu ucubeden kurtarır ve kurtarmalıdır. Çünkü otoyol görünümlü ve Araklı'yı sahilden baskılayan duvar yol, Araklı'nın deniz kumu ile yapılı ve korozyona uğramış eski binalarını adeta çürütüyor, Araklı insanını rutubetten mahvediyor, hasta ediyor. Araklı'da nefes alamıyorsunuz. Sonra sağlık sorunlarına ve dolayısıyla sağlık yatırımlarına milyarlar harcıyoruz. Acı ve ağır sonuçları olan sel felaketlerini yaşadığımız bu günlerde, Araklı'da duvarlar arasına sıkıştırılmış Karadere'nin yoğun bir yağıştan sonra "Kara Derelik" yapmayacağının ve Araklı'ya büyük sıkıntılar yaşatmayacağının da garantisi yok! Dolayısıyla, Akçaabat'ta olduğu gibi Araklı için de bir çevre yolu acilen programa alınmalıdır. Bu şekilde sahildeki yol görünümlü duvar (!) ortadan kaldırılmalı ve malzemesi yeni yapılacak çevre yolu için kullanılmalıdır. Araklı çevre yolu ise bize göre; Konakönü tünellerine paralel açılacak yeni tünellerle, Turup dağının altından Yolgören (Sırayaragar)'e, burada açılacak viyadükler ve tünellerle Küçükdere ve Aşağı Çavuşlu istikametine oradan yapılacak tünellerle ise Sürmene Karacehennem mevkiine aktarılmalıdır. Konakönü tünellerinin yapımı sırasında çıkarılan ve mevcut sahil yolu dolgusunda kullanılan kaliteli malzeme, muhtemel yolun yapımında kullanılmalıyahut başka bir yerde sahil dolgusu olarak değerlendirilmelidir. Araklı, güney çevre yolu ile nefes alacak, sakinleşecek, Trabzon-Araklı-Bayburt-Erzurum nakliyesini çeken özellikle ağır kamyonlar da bu şekilde Araklı'ya girmeden Karadere yoluna geçecektir. Böylesi anlamlı bir düzenleme ile birlikte Araklı, muhteşem sarı kumlu sahiline tekrar kavuşacaktır. Konuyla ilgili yaklaşımımız böyle. Tabi teknik detayları konunun uzmanları ve özellikle mühendis arkadaşlar çok daha iyi bilirler. Ama biz diyoruz ki, Araklı coğrafyasının ve her bir Araklı insanının doya doya nefes almaya hakkı var..
Karadere Vadisi Araklı'nın İstikbalidir
Karadere Vadisi, Roma ve Osmanlı dönemlerinde Araklı-Bayburt-Erzurum üzerinden İran coğrafyasına uzanan tarihi ve stratejik bir yolun güzergahıdır. Karadere, tarih boyunca tarım faaliyetlerinin de yapıldığı bereketli alüvyal toprakları barındırıyor. Vadi aynı zamanda zengin yeraltı su kaynaklarına sahip bir havza.. Karadere Vadisi ve güney kesimleri aynı zamanda I. Dünya Savaşında Rus işgalcilere karşı şanlı bir müdafaanın yapıldığı coğrafyadır. Vadi, tüm yapılaşmaya rağmen 1000 dönüm civarında ve çok verimli olabilecek tarım toprağını halen bünyesinde taşıyor. Bu toprakların acilen koruma altına alınıp, tarım amaçlı tescillenmesi, projelendirilmesi ve sera tarımına başlanılması elzemdir. Vadiyi besleyen ana su kaynağı olan Karadere nehrinin ise "yüksek hassasiyet"le korunması gerekmektedir. Dolayısıyla Karadere vadisinin korunması; tarihi, kültürel, toplumsal ve ekonomik bir konu olup esasen bir "milli hassasiyet" yaklaşımıyla ele alınmalıdır. Konu bir yandan da "vizyon meselesi"dir.
Bununla birlikte, Araklı Karadere nehrine doğrudan akıtılan atıklar, nehir etrafındaki kaçak dökümler insanı üzüyor. Karadere nehrinin renginin bir anda değiştiğine şahit olmak hiç hoş değil. Halbuki, gözümüz gibi korumamız gereken bu nehir hepimize lazım. Bugün de yarın da.. Lakin Karadere nehri eğer artan kirlilik sonrasında bir Değirmendere'nin ve Yomra Şana deresinin acı akıbetini yaşarsa, Araklı'daki toplum ve yaşam bundan kötü etkilenecektir. Diğer taraftan kaçak katı atık dökümü konusu da Araklı'da ciddi bir durum arz etmektedir. Araklı'nın en kıymetli su varlığının menbaı olan Karadere vadisinin çevresindeki bir çok noktada olduğu gibi, Araklı'nın akciğeri Turup ormanlarının olduğu saha da kaçak dökümlerle karşı karşıya. Kaçak dökümlerden etkilenen diğer mevkiler ise, Araklı Çamlıca kesimi ve Kaşıkçı civarı. Bunun önüne geçmek için özellikle Kaşıkçı'ya kadar tüm vadi ve Turup'un girişleri kameralı sistemlerle kontrol altına alınmalıdır.
Kısa Kısa
Araklı ormanlarındaki ciddi boyutlara varan kuruma, çok üzücü bir konu. Akciğerlerimiz olan ormanlarımız yanarken içimiz acıyor ama aynı acıyı ormanlarımız kururken de hissetmemiz gerekiyor. Özellikle Araklı Turup ormanı yanında Araklı'nın Alçakdere, Aymam, Bahçecik ve Boğalı kesimlerindeki orman kurumaları orman varlığını yok edecek duruma gelmiştir. İşin şakası yok.. Orman olmazsa, sağlık olmaz, turizm olmaz, bitki kaynaklı üretim olmaz. Konuyu Araklı'daki yetkili arkadaşlarla görüştük. Çeşitli tedbirler aldıklarını ifade ettiler. Sevindik. Lakin gelinen nokta çok üzücü. Bir diğer konu eğitim.. Araklı'nın çocuklarının eğitim göreceği bir fen lisesi, bir sosyal bilimler lisesi, bir proje İHL'si, sınavlı bir proje anadolu lisesi ve bir güzel sanatlar lisesi Araklı'da muhakkak yapılmalıdır. Araklı, Trabzon'un öte yakası değildir. Aksine en dinamik ikinci ilçesidir. Bilinsin. Araklı'nın özellikle iç kesimlerindeki her mahallesinde hatta Araklı insanınca kullanılan her yaylasında, uygun mevki ve arazilerde rahatlıkla yürüyüş yapılacak, futbol oynanacak toprak sahalar hatta tel örgülerle çevrilmiş minyatür sahalar meydana getirilmeli, basketbol sahaları yapılmalıdır. Zira, Araklı halkının sıhhat kalitesini spor yoluyla da artırmak, sporun kültürel etkisiyle Araklı insanının birlikteliğini kuvvetlendirmek ve sporun sağladığı sosyalleşme vesileyle Araklı dışından gelen gençlerimizin Araklı'ya dair mensubiyetlerini artırmak konusuna dair bir altyapı oluşturmak gerekmektedir. Bahsettiğim konuda hem yerel yönetime hem de kıymetli muhtarlarımıza büyük görevler düşüyor. Zira Araklı'da köylerimizin, mahallelerimizin ve yaylalarımızın tek ihtiyacı, yol, büz, istinat, beton değildir.
Sevindiren Durumlar
Araklı'da bir bisiklet yolunun yapılması, Araklı Konakönü'nde nihayet yatay mimariye uygun evlerin inşa edilmeye başlanması, yine Konakönü'nde turizme hizmet edecek mekanların oluşturulması, otel tarzında büyük turizm yatırımları, Araklı'nın doğal güzelliklerine yönelik yabancı ve yerli turist sayısındaki artış, yeni Hükümet Konağı'nın yapılmasından sonra eski belediye binasının bir müze yapılacağının ifade edilmesi, TOKİ'nin Araklı'daki yeni yapılaşmasını ilçenin yamaç kesimlerine kaydırması, DSİ tarafından eski Sürmene köprüsünün ve hemen güney tarafındaki yaya köprüsünün yapılması, Trabzon Büyükşehir tarafından binaların boyatılması ve çevre düzenlemeleri, Trabzon-Araklı-Bayburt-Erzurum transitinin Araklı üzerinden işlemesi, Araklı sahiline yerel belediye tarafından yapılan yatırımlarla bir görsellik katılması ve Kalecik'teki canlılık dikkate değer. Lakin, Araklı yaylalarının ama özellikle Çatak-Pazarcık-Bahçecik yörelerinin "15 doktora bedel havası", doğal güzellikleri ve tarihi mirası çok daha fazla dikkat çekiyor.
Şimdilik bu kadar...