Araklı'nın Kalbi Konakönü'dür
Konakönü, tarihte uzun yıllar Sürmene'nin idari merkezliğini yapmış bir yer. Zaten adını da Osmanlı dönemindeki kaymakam konağından alıyor. Burada çok ama çok güzel sivil mimari örneklerine rastlıyorsunuz. Kıyı şeridi muazzam derecede temiz. Dalış turizmi için birebir. Denizden Konakönü'ne baktığınızda o muhteşem güzelliği daha farklı görüyorsunuz. Tabi bakmakla görmek arasında bir fark olabileceğini de bilmek lazım geliyor. Konakönü Araklı'nın havası en temiz yeri. Hatta Konakönü, Araklı'da tarihi zeytin yetiştiriciliğinin merkezi. Dikkatle bakarsanız o kadim zeytin ağaçlarının örneklerini burada halen görebilirsiniz. Araklı'nın tarihi ve kültürel açılardan bir mirası ve zenginliği olan Konakönü'nden geçen yolun alt kısmı sit koruması altında, üst kısmı ise imara açık durumda. Her ne kadar yolun alt kısmı sit gereği koruma altında olsa da yolun üst kısmında yapılmaya başlanan yüksek bloklar yavaş yavaş Konakönü'nün silüetini ortadan kaldıracak gibi. Halbuki, Konakönü'nü alt üst şeklinde değil, komple ele almak gerekir. Buna çok dikkat etmek lazım. Yolun üst tarafında dikeceğiniz beton blokların, Araklı'nın kadim şehir kültürüne ve turizmine kazandıracağı kalıcı hiç bir şey yok. Yüksek binalarla üst kesimden gölgelenen bir Konakönü'nün size de kazandıracağı bir şey yok. Konakönü'nde yolun alt kısmındaki mevcut beton yapıları otantik binalara dönüştürmek gerekirken, yolun üst tarafında yeni beton bloklar yükseltmek Konakönü'nü bitirmek demektir. Konakönü, eski mimarisi ve feneriyle anımsanmalıyken, beton bloklarla anılmasın! İlla buralarda bina yaptıracaksanız, projelerinizde müstakil ve eski Konakönü mimarisine uygun binalara yer vermelisiniz. Bırakın, Konakönü ve Araklı için bu defa çok kazanmayın. Bu ilçenin sizde bir hatırı varsa Konakönü için az kazanmayı daha makul görün. Araklı'nın geleceğini alıp götürecek çok katlı beton müptelalığına izin vermemek hatta taraftar olmamak daha evladır. Bu nedenle Konakönü'nün canını acıtmayan, doğaya ve tarihe uyumlu binalar yapacak kıymetli müteahhitlerimizin saygı göreceği ve hayırla yad edileceği bilinmelidir. Tabi, tarihe, doğaya ve insana saygı duyan böylesi projelere izin verenlerin de....
Araklı'daki Kapalı Okulları Turizm Tesisine Dönüştürmek
Koloşa, Marzuba Halada, Tul (Çamlıca), Pervane, Hürriyet, Canayer, Kizirnos, Yassıkaya (Paskalar), Aho, Kukuda Halilli, Kukuda Türkeli, Kukuda Manut ve Kukuda Çapanlı mahalleleri derken Araklı ilçemizdeki 62 okul binası eğitim öğretime kapalı ve atıl halde duruyor. Bahsedilen 62 yerdeki okul binaları maalesef her geçen gün eskiyor, yıpranıyor hatta yıkılıyor. Milli servet olan bu yapılarla ilgili bir şeyler yapmak gerekiyor. Bu konuda Araklı Kaymakamlığı liderlik yapsa. Adı geçen okullarımızla ilgili bir turizm içerikli proje üretilse ve bu okullar doğa, yürüyüş ve doğa içinde huzur turizmi için pansiyonlara dönüştürülse, ağırlıklı Karadeniz mutfağından oluşan bir tad kültürü buralarda turistlere sunulsa. Okul binalarının etrafında bulunan patika yollar turistlerin yürüyüş yapacağı özelliğe dönüştürülse. Okul malzemelerinden kalan eşyalarla okulların her birinin bir sınıfı mini eğitim müzesi olarak düzenlense, vaktiyle öğrenim gören okul öğrencilerinin ve öğretmenlerin fotografları, okul eşyaları, hatta eğitim öğretim araçları buralarda sergilense. Okullardan mezun ünlü isimlerin biyografilerine de bu müze yaklaşımı içinde yer verilse. Böyle bir adım Araklı eğitimi ve eğitim tarihi için de çok önemli olmaz mı? Okul binalarının yenilenmesi ve yapılacak müze düzenlemesinin maliyetleri ise okulları tesisleştirecek taliplilere karşılatılsa. Bir turizm adımı ile okul binaları restore edilip koruma altına alınsa ve bu şekilde yeşil coğrafyamız yeşil kalsa ve turizm tesisi adı altında yeniden betonlaştırılmasa (!). Köylerde yaşayan insanların tarımsal ürünleri buralarda değerlendirilse, yöresel ürünlerin satışı ile Araklı insanının cebine birkaç kuruş girse. Turizme hizmet açısından köylerimizde hayvancılık, tarım, meyve ve sebze yetiştiriciliği tekrar canlansa. Turizme hizmet eden insanlarımızda medeni ve beşeri hususiyetler daha da gelişse. Bu şekilde Araklı'nın her bir bölgesi turizme açılsa. Yerli turiste daha bir önem gösterilse... Ama esasen Araklı köyleri turizmle tanışsa. Yazdıklarımız, okul binaları ile ilgili güzel bir hayal belki ama turizme ve Araklı'ya inanmış olanlar için esasen bir güzel hakikat.
Araklı Karantinahanesini Karantinaya Almak!
1864 yılı, Kafkaslara yönelik Rus işgalinden kaçan Müslüman toplulukların yani Çerkeslerin ve diğer Kafkas topluluklarının Anadolu'ya sığındıkları zor bir zaman. Çerkes kabileler arasında baş gösteren vebanın, Anadolu'ya göç sırasında Trabzon civarına da sıçraması sebebiyle bu yıl "Daun Senesi" olarak da adlandırılmıştır. Kafkas muhacirleriyle gelen veba nedeniyle, kara ve deniz yoluyla Araklı'ya giriş yapan Kafkas muhacirlerini kontrol etmek için Araklı Burnu'nda (Konakönü) bir Karantinahane kurulmuştur. Araklı'da vebadan vefat eden Çerkesler için ayrı mezarlıklar düzenlenmiş ve definler buralara yapılmıştır. Kafkas muhacirlerinin bir kısmı, Canayer'de bugün dahi Çerkes mezarlığı olarak bilinen yere defnedilmiştir. Veba nedeniyle yerli ahaliden de önemli kayıplar olmuş, Kizirnos'ta olduğu gibi vebadan vefat edenlere mahsus Daun Mezarlığı adını alacak defin yerleri oluşturulmuştur. Konakönü Mezarlığı içinde ve mezarlığın Konakönü tarafına bakan kısmında yer alan Karantinahane, bugün maalesef bilgisizlik, ilgisizlik ve bakımsızlık gibi nedenlerle tamamen dikenlerle sarılmış olup tek oda bir taş yapı olarak halen dikenler arasında varlığını devam ettirmektedir. İçi güzel bir taş işçiliği ile döşenmiş Karantinahanenin acilen restorasyonu ve tescili için çalışmalar yapılması gerekmektedir. Karantina odasının ortaya çıkarılmasından sonra bölgede yapılacak arkeolojik kazılarla Karantinahaneye ait başka yapılar olup olmadığı incelenmelidir. Bununla birlikte, kılavuz tabelalarla yerinin tarif edilmesi, yapıya kolay inilmeyi sağlayacak ama yapının ve çevrenin tarihi dokusuna zarar vermeyecek bir ahşap merdiven sistemi meydana getirilmesi, yapının etrafında yapılacak peyzaj düzenlemesi, Karantinahanenin bir zarar görmemesi için etrafının yüksek ferforje parmaklıklarla çevrilmesi, parmaklıklar üzerine yapının tarihi ile ilgili bir tarihçenin asılması, etrafının ışıklandırılması ve turizme açılması elzemdir. Yapının varlığı, hem Kafkaslara yönelik Rus işgali ile Kafkas Müslümanlarına yönelik Rus zulmünü ve bunun Araklı'ya etkisini, hem insani dram, hem uluslararası ilişkiler, hem de sağlık tarihi boyutlarıyla ortaya koymaktadır.
Araklı İçin Bir Çılgın Düzeltme!
Mevzumuz, Araklı'yı Rize'ye bağlayan transit yolun yeniden ele alınması. Diğer ifadeyle, Araklı içinden geçen yola dair bir düzeltme yapmak! Bitmiş yol yeniden ele alınır mı diye sorabilirsiniz? Eğer yapılan yol, sizin şehir yaşamınıza uygun değilse, şehri sıkıntıya sokuyorsa, şehrin güzelliğini gölgeliyorsa neden yeniden ele alınmasın? Mühendis değilim elbette. Ama Araklı içinden geçen bu yol ucubesinin ilçenin ve ilçe insanının çok sebepten canını acıttığını düşünüyorum. Bu sebeple Araklı'daki yaşam alanınızı güzelleştirecek ve çevreye soluk aldıracak bir yol üzerinde tekrar düşünmek gerekiyor. Bahsedilen konuda radikal bir düşünce ve davranış sergilemek de gerekebilir. Hatta Araklı'nın içinden geçen ve Araklı'yı kot farkından dolayı aşağı bastıran, ilçe ile deniz arasında bir duvar gibi duran bu garip sahil yolunun acilen sökülüp atılması ve Ordu'da, Ünye'de ve Fatsa'da olduğu gibi yolun iç kesime yönlendirilip Karadere ve Küçükdere nehirleri üzerine yapılacak tünel ve viyadüklerle ilçe dışına çıkarılması lazım. Çünkü Araklı'nın sahilden bu görüntüsü Araklı insanını da ilçeyi de yaşamı da baskılıyor. Araklı, yapılaşmasındaki sıkıntılar nedeniyle zaten nefes almakta zorlanan bir ilçeyken, sahile yapılan dolgu yol ile denizinden koparılmış ve adeta nefes borusu tıkanmıştır. Konakönü sahilini kurtaran şimdiki Konakönü tünellerinin Kalecik girişine yakın yerde açılacak yeni tünellerle yol; Hürriyet Mahallesinin altından geçirilip Karadere'ye, oradan Yolgören Mahallesinin alt kısmından açılacak tünellerle Küçükdere'ye ve buradan Sürmene tarafına açılacak tünellerle Sürmene Karacehennem veya yakınlarından çıkarılabilir ve Araklı, sahiline çekilen bu duvar gibi yol sefaletinden kurtarılabilir. Mevcut Konakönü tünelleri, Araklı'yı Sürmene ve Kalecik kesimlerine bağlayan bir iç yola dönüşebilir. Araklı sahilindeki yol dolgusu ise buradan derhal kaldırılmalı, yeni yolun düzenlenmesi için dolgu malzemesi olarak kullanılmalı ve Araklı tekrar sahili olan bir kıyı kasabası görünümüne kavuşmalıdır. Hatta yolun geçtiği kısım komple bir kıyı ormanına dönüştürülmelidir. Ordu, Ünye, Fatsa sahil yolu için hiç düşünmeden "yolu içeriden yapın" emri veren kıymetli Cumhurbaşkanımızın bu konuda bir hassasiyet göstereceğine tüm samimiyetimle inanıyorum. Gerçekten inanıyorum. Araklı'nın O'nun nazarında bir özel kredisinin olduğunu da düşünüyorum. Yeter ki derdinizi iyi anlatabilecek özgüvenli bir duruşunuz, anlaşılır bir diliniz ama esasen Araklı'ya inanmışlığınız olsun.