Birinci Dünya Savaşı’nda Trabzon’a yönelik Rus işgal faaliyetlerine karşı yapılan savunmanın önemli hatlarından biri, Araklı Karadere vadisi ve bu vadiden güneye doğru yani Araklı Madur Dağı ve Polut Dağına kadar olan iç kesimlerdir. Araklı yöresindeki harpler 3 Nisan 1916’da başlamış, 15 Nisan 1916’da Araklı sahil kesiminin Rus işgaline düşmesiyle sonlanmıştır. Sahil kesimlerindeki çarpışmalar bundan sonra iç kesimlere kaydırılmış ve özellikle Madur-Polut dağları ile Karadere vadisi arasında meydana gelen yoğun mücadeleler ise Bayburt’un Rus işgaline düşmesiyle birlikte 27 Temmuz 1916’da tamamen bitmiştir. Bundan sonra tüm Trabzon Rus işgaline düşmüştür. Vaziyet 24 Şubat 1918’e kadar sürmüştür.
Araklı yöresindeki yoğun Türk-Rus çarpışmaları sırasında önemli muharebelerin yaşandığı yerlerden biri Yeşilyurt Köyü’dür. Fakat bunlardan birinde yani 2/3 Nisan 1916'da Araklı Yılanlıdağ (Yılantaş) kuzeyinde bulunan Yeşilyurt (Horyan) Köyü'ne gelen Türk 28. Piyade Alayı 4. Taburu ve dağ bataryası, ani bir Rus baskınına uğramıştır. Yapılan baskında özellikle Çanakkale Cephesinden gelmiş ve süngü hücumu dolayısıyla yakın mesafe harpte ustalaşmış 4. Tabur (Beyoğlu Jandarma Taburu) maalesef ağır zayiat vermiştir. Şehid olan Türk askerleri Yeşilyurt Köyü'ndeki şimdiki şehidliğin olduğu alana defnedilmiştir. Bununla birlikte, şehidliğin dışında ve özellikle güney tarafında da yoğun şekilde tek şehid kabirleri yer almaktadır. Fakat bu tek şehidlerin bu baskın sırasında mı, yoksa baskından farklı zamanlarda mı şehid oldukları tespit edilememiştir.
Yeşilyurt Şehidliği
Araklı ilçesinin Yeşilyurt Mahallesinde ve 1150 rakımda bulunan Yeşilyurt Şehidliği, MSB İnşaat Emlak ve NATO Güvenlik Yatırımları Dairesi Başkanlığı Envanterine kayıtlıdır. Araklı’ya 30 kilometre, Trabzon'a ise 60 kilometre mesafededir. Trabzon Valiliği'nin sorumluluğunda olan şehidliğin bakımından sorumlu kurum Araklı Askerlik Şubesi Başkanlığı'dır. Yeşilyurt Şehidliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun 13 Temmuz 1988 tarih ve 134 numaralı toplantısı ile tescillenmiştir. Şehidliğin imarı 2000 yılında MSB tarafından yapılmıştır. ASAL tarafından 9 Mart 2018 tarihinde düzenlenmiş bir EK-A belgede, “Şehitliğe ait bir tarihçe olmadığı, şehitlikte 86 şehid mezarı olduğu” bilgileri yer almaktadır. Aynı yazıda, “1916 yılında Ruslarla yapılan muharebeler esnasında şehid olanlar adına yaptırıldığı değerlendirilmektedir” ifadesine yer verilmiştir. Şehidliğin ismi ise, “Trabzon Yeşilyurt Şehitliği” olarak belirtilmiştir. Bununla birlikte, resmi yazılarda şehidlikte olduğu ifade edilen şehidlerle ilgili şimdiye kadar herhangi bir künyeye ve isme rastlanamamıştır.
Yeşilyurt Şehidliği İle İlgili İlk Arşiv Belgeleri
Şehidlikteki şehidlerin künyeleriyle ilgili durumu hem yöre insanına, hem de şehitlikten sorumlu kurumlara sormamıza rağmen bir cevap alamadık. Nesilden nesile aktarılan rivayetler üzerine şehitliğin inşa ve tescil edildiğini gördük. Tabi halk hafızasında yer etmiş bazı bilgileri, rivayet dahi olsalar önemsiz görmemek gerekiyor. Bunu, halkın bazı anlatımlarının belgeler kadar gerçeklik taşıdığına şahid olmuş birisi olarak yazıyorum. Lakin, tarihi bir olayı belgelerle ortaya koymak da lüzumludur. Bu durumdan dolayı, öncelikle mevkideki askeri faaliyeti yürütmüş olan 28. Alay’ın Alay Defterlerine bakmak istedik. Nitekim, Genelkurmay ATASE Arşivi'nde konuyla ilgili belgelere yönelik yaptığımız araştırmalar sonucunda ciddi belgelere rastladık.
Genelkurmay ATASE Arşivinden elde ettiğimiz 28. Alay 4. Tabur Harp Raporu, şehitlikle ilgili arşiv kaynaklı ciddi bilgiler içermektedir. ATASE’den elde ettiğimiz belgelerde, Yeşilyurt (eski adıyla Horyan) Baskında 28. Alay’a Bağlı 4. Taburun durumuna dair şu bilgiler yazılıdır: "Horyan'a muvasalat eden (varan) Hasan Bey Müfrezesi, düşmanla bugün verdiği müsademede (çarpışmada) ricata (geri çekilmeye) mecbur olmuş, düşman kesif (yoğun) sisten bilistifade (istifade ederek) 28. Alay 4. Taburu perişan bir halde ricat ettirmiştir. 4. Tabur, Çanakkale'den avdette (dönüşte) 28. Alay’a iltihak ettirilmiş (katılmış) Beyoğlu Jandarma Taburudur. 28. Alay 4. Tabur Kumandanı Hasan Bey müteahhiren (sonradan) vefat eylemiştir." Bu Hasan Bey’in, taburunun yaşadığı ağır zayiattan etkilenip bugünkü Araklı Yüzbaşı Mahallesinde ve Yüzbaşı Köprüsü civarında intihar ettiği söylenen Yüzbaşı Hasan Bey olması kuvvetle muhtemeldir. Zaten raporda, “müteahhiren (sonradan) vefat eylemiştir” denilmesi bu durumu düşündürmektedir.
Aynı raporda yer alan ve 4. Tabur Kumandan Vekili Binbaşı Mustafa Adnan Bey imzasıyla 4 Nisan 1916 tarihinde Müfreze Kumandanlığı'na yazılan yazıda ise, şehidliğin tarihçesine ve şehidlere dair çok önemli bilgilere yer verilmiştir. Bu raporda; “Tabur, bugünkü muharebede 76 esir ve kayıp, 26 şehid, 12 mecruh (yaralı) olmak üzere 114 neferle 1 kumandan vekili Mülazımıevvel (Üsteğmen) Kemal Efendi de şehid olarak cem'an (toplam) 115 zayiat vermiştir" denilmektedir.
Taburun baskın sonucu uğradığı kayıp toplamda 115 kişi olmakla birlikte, bahsettiğimiz arşiv belgelerinden anlaşıldığı kadarıyla Yeşilyurt baskınındaki şehid askerlerle ilgili elimizdeki en kesin bilgi şimdilik, şehid olan Üsteğmen Kemal Efendi ve 26 askerine dair bilgidir. Bahsi geçen raporda toplam zayiata dahil edilen; esirlerin, kayıpların ve yaralıların şehid olup olmadıkları ise belli değildir. Bu durumdan dolayı, günümüzdeki resmi kurumlara ait yazılarda geçen 86 şehid rakamı izaha muhtaçtır. Yeşilyurt mevkiindeki çarpışmalara ve şehidlere dair ATASE belgelerinin aslına ve transkiptine ise, “Trabzon Araklı’da İşgal, Savunma ve Kurtuluş” başlıklı kitap çalışmamda (sy. 129-130-131) yer vermiş olduğumu, merak edenlerin bu çalışmaya bakabileceğini buradan hatırlatmak istiyorum.
Şehidliğin Son Durumu ve Trabzon Valiliğinden Bazı İstirhamlar
2019 yılının Eylül ayının sonlarında Yeşilyurt’taki şehidlik ve civarına yönelik yaptığım saha incelemesinde üzücü durumlara şahid olmuştum. Çünkü şehidlik, en az 2015 yılından beri harap durumdaydı. Şehidliğin halihazırdaki durumu ortaya koymak için 1 Kasım 2019 tarihli bir makale dahi kaleme almıştım. Bu yazımızın etkisi oldu mu, olmadı mı bilmemekle birlikte, kısa bir zaman sonra Trabzon Valiliği öncülüğünde bir restorasyon çalışmasının başlatıldığını öğrendim. Nitekim, “Araklı Yeşilyurt Şehitliği Çevre Düzenlemesi ve Restorasyonu İşi” adı altında açık ihale usulü ve 2019/420982 ihale kayıt numarası ile 25.09.2019 tarihinde yapılan ihale sonrasında şehidliğin restorasyonu başlatılmış ve yer tesliminden itibaren 300 takvim günü yani bir yıldan az bir sürede tamamlanacak olduğu ifade edilmiştir. Şehidlikteki çevre düzenlemesi proje işlemleri Zan Mimarlık&Restorasyon firması tarafından, düzenlemenin müteahhitlik kısmı ise Hacıabdullahoğlu İnşaat firması tarafından gerçekleştirilmektedir. Restorasyon halen devam etmektedir.
Şehidliğin yeniden ihyası açısından gösterdikleri duyarlılık için Trabzon Valiliğine teşekkür ederken, Vali Bey’den Yeşilyurt Şehidliği ile ilgili dört konuda istirhamımın olduğunu da ifade etmek isterim.
1- Şehidlik dışındaki meçhul şehid kabirleri önemsenmelidir. Esaslı bir restorasyonun halen devam ettiği bu günlerde, şehidliğin etrafında bulunan dağınık haldeki 27 şehidin kabirleri de çıkarılacak yeni tahsisatla aynı müteahhit tarafından taş aksamla onarılmalıdır. Hatta her şehid kabrinin başına birer meçhul asker yazıtı ve belirgin olacak şekilde birer bayrak direği dikilmelidir. Bahsettiğim meçhul şehidlerin mevki ve künyelerini “Trabzon Araklı’da İşgal, Savunma ve Kurtuluş” başlıklı çalışmamda vermiştim. Oradan bakılabilir. Yöre insanına müracaat edilebilir. Şehidlikte yapılan restorasyonun bu eklemelerle birlikte daha kalıcı özelliğe kavuşacağına inanıyorum. Diğer taraftan, şehidliğin sınırları dışındaki şehid kabirlerinin restorasyonu ve bayrak direkleriyle işaretlenmesi, Yeşilyurt Şehidliği için farklı bir silüet de oluşturacaktır.
2- Şehidliğin bir tarihçesi yoktur. Dolayısıyla alanın giriş kısmına büyük ve estetik bir taş yahut mermer levha üzerine yazılı detaylı bir şehidlik tarihçesi konulmalıdır. Zira tarihçe metinleri, şehidliklerin hafızası ve kimliğidir.
3- Şehidlikle ilgili izaha muhtaç bir diğer konu ise, şehidliği tarif eden bazı tabelalarda yer alan “İstiklal Şehidliği” ifadesidir. Buradaki “İstiklal” kelimesinin nereden geldiğine dair sorularıma ne yetkililerden ve nede yöre insanından açıklayıcı bir cevap alamadığımı belirtmeliyim. Dolayısıyla bu isimlendirmeyle ilgili tashih amaçlı bir analize ihtiyaç olduğu ortadadır. Eğer bu kelimeyle 1919-1922 arasındaki İstiklal Harbi kastediliyor ise, bilmek gerekir ki şehidliğe sebep olan olay 1916’da meydana gelmiştir. Yok eğer “İstiklal”den kasıt, bir bağımsızlık mücadelesi ise; 1916’daki olayların bir bağımsızlık mücadelesi değil, Rus işgalcilere karşı bir vatan savunması olduğu bilinmelidir. Bahsedilen sebeplerle “İstiklal Şehidliği” kavramı doğru bir tanımlama değildir. Şehidliğe, sadece “Yeşilyurt Şehidliği” denilmesi daha anlamlıdır. Bunlardan dolayı, İstiklal Şehidliği tabelaları kaldırılmalı hatta şehidliğin tescil fişinde İstiklal ifadesi geçiyorsa o da düzeltilmelidir.
4- Şehidlerin Yeşilyurt’ta esas defnedildiği yer, İstiriçin Altı (istiriç ağacının altı) diye bilinen yer olup, burası sembolik şehidliğin hemen karşı tarafıdır. Şehidlik restorasyonunda bu kısım daha hassas şekilde restore edilmeli ve gerçek şehidliğin burası olduğu belirtilmelidir.
Yeşilyurt’tan Madur’a Tarihe Saygı Yolu Projesi
Şehidliğin restorasyonu ile birlikte Yeşilyurt Şehidliği’nden Madur ve Polut’a kadar uzanan bir Tarihe Saygı Yolu’nu da gerçekleştirmek gerekiyor. Daha evvelki bir makalemde bu konudaki düşüncelerime yer vermiştim. Hatta, “Trabzon Araklı'nın güneyinde yer alan Madur ve Polut dağları bölgesinin, Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz 1916 tarihlerinde Mareşal Fevzi Çakmak komutasındaki Osmanlı kuvvetleriyle işgalci Ruslar arasında yoğun çarpışmalara sahne olduğunu, Araklı Madur-Polut dağları ve eteklerinin Tarihi Harp Alanı olma doğrultusunda “tarihi sit alanı” kapsamına alınarak "Tarihe Saygı Alanı"na dönüştürülmesi gerektiğini” ifade etmiş, hatta “bu şekilde harp alanları ve şehidliklere dayanan yapılaşmanın önüne geçileceğini” yazmıştım. Yeşilyurt’tan başlayıp Madur-Polut kesimlerine uzanacak Tarihe Saygı Alanı’nın ulaşımının ise "Tarihe Saygı Yolu" adı verilecek bakımlı bir güzergahtan sağlanması gerektiğini yazmıştım. Tahmini olarak 14 kilometre (Yeşilyurt-Galer arası 5, Galer-Ağaçbaşı 1, Ağaçbaşı-Yılantaş 2, Yılantaş-Madur arası 6 kilometre) olduğu ifade edilen güzergah; "Yeşilyurt (Horyan) Şehidliği-Kayacık (Kizirnos) Galer Tepesi-Ağaçbaşı Yaylası-Yılantaş Yaylası-Madur/Polut Dağları" istikametlerine uzanmaktadır.
Madur ve Polut dağları arası, Rus işgali sırasındaki mücadeleler açısından çok önemlidir. Zira bu saha, Fevzi Çakmak komutasındaki Türk birliklerinin işgalci Ruslarla çok yoğun çarpışmalar içine girdiği ve hatta Hacı Mecid Efendi komutasındaki yöre milislerinin de desteği ile mevkinin Ruslara dar edildiği bir harp alanıdır. Bu amaçla önce Yeşilyurt Şehidliği’nde başlayacak anma programından sonra Madur-Polut istikametine hareket edilmelidir. Sarıkamış’ta yapılan saygı yürüyüşü gibi. Öte yandan, “Tarihe Saygı Yolu” güzergahının etrafında yer alan özellikle Galer mevkii, Galer kayalıkları ve Ağaçbaşı yaylasındaki mükemmel panoramik perspektifin bu anlamlı hatta ayrı bir değer kattığını söylemeliyim. Madur Tepesine çıkıldığında ise, harp alanlarının en muhteşem görüntülerine kuş bakışı şahid olunacaktır.
Saygı etkinlikleri güzergahı üzerindeki ve çevresindeki tüm şehid kabirleri bakıma alınmalı, özellikle etraflarında büyüyen ağaçlar tarafından yok olmaları engellenmeli ve her şehid kabri, bir “meçhul şehid” yazıtı ve yüksek bir bayrak direğiyle işaretlenmelidir. Araklı’daki tüm tek şehid kabirlerinin bakımları, ilgili kurumlar tarafından ve her yıl kutlanan şehidler haftası içerisinde mütemadiyen yapılmalıdır. Bilinmeli ki bu şehidlikler ve şehid kabirleri, Türkiye’nin çeşitli vilayetlerinden gelip 1916’da Rus işgalcilere karşı Trabzon’da ve Araklı’da memleket savunması yapan kahramanların ebedi istirahatgâhlarıdır.
Bunlarla birlikte tarihe saygı kapsamında ciddi çevreci adımlar atılmalıdır. Yılantaş, Galer, Ağaçbaşı, Madur ve Polut civarlarında Birinci Dünya Harbinde mücadele etmiş Türk birliklerine ve komutanlarına saygı amaçlı, onların adlarını taşıyacak ve yöreye özgü bitki türlerinden oluşacak hatta her yıl dikim yapılacak muhafazalı “butik ormanlar”ın oluşturulması gereklidir. Madur Dağı ile Polut arasında büyük bir saygı anıtı meydana getirilmelidir. Madur ve Polut etrafındaki şehid kabirleri en uygun şekliyle onarılmalı, muhafaza altına alınmalı ve birer bayrak direği ile işaretlenmelidir. Ziyaretçilerin acil ihtiyaçlarını giderecekleri tüm altyapı işlemleri ilgili belediye tarafından sağlanmalıdır. Tüm bu beklentilerin en faydalı şekilde gerçekleşmesi için, zaman içerisinde Yeşilyurt’tan Galer’e, Galer’den Ağaçbaşı ve Yılantaş’a, buradan da Madur ve Polut arasına kadar uzanan bir düzgün yol inşa edilmeli yahut mevcut stabilize yollar ıslah edilmelidir. Fakat, bahsedilen güzergahtaki saygı turizmi adımlarının sadece 2/3 Nisan günlerinde değil, mevsimin uygun olduğu tüm yıl boyunca yapılmasına yönelik ulusal tanıtımlar da yapılmalıdır. Güzergaha devamlı bir popülerlik kazandırılması için; öncelikle sporcular, dağcılar, trekking meraklıları ve motosiklet tutkunlarının güzergahın canlı hale getirilmesine yönelik çalışmalar yapmalarına katkı verilmelidir. Trabzon siyaseti, iş hayatı, bürokrasisi açısından önemli isimlerin bu güzergahı ziyaret etmeleri için davetler gerçekleştirilmelidir. Hatta, olayın mahiyetine binaen Trabzon’daki askeri birliklerin güzergahta saygı yürüyüşleri, saygı atışları ve mekanize intikaller yapmaları özellikle istenmelidir. Araklı’daki sivillerin araçlarla buralara taşınması ve saygı etkinlikleri kapsamında adı geçen güzergahtaki mevkileri incelemeleri sağlanmalıdır. Tur seyahatları için firmalarla anlaşmalar yapılıp, tur acentalarının bölgeye turist taşımasına ön açılmalıdır. Tüm bu çalışmaların anlaşılırlığı açısından ciddi bir adım daha atılmalı ve yöredeki harplere dair bir kitapçık hazırlanarak gelen misafirlere takdim edilmelidir.
Araklı’daki bu muhtemel “Tarihe Saygı Projesi”; Trabzon Valiliği, Tugay Komutanlığı, İl Orman Müdürlüğü ve Araklı Kaymakamlığının liderliklerinde, Araklı Belediyesi, Araklı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Araklı Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü’nün katkıları ile programlanmalıdır.
Şehidlik ve etrafındaki düzenlemeler bitirildikten sonra önümüzdeki Nisan ayı, teklif ettiğimiz bu etkinliklere yavaş yavaş sahne olmalı ve Araklı’da tarihe saygı turizminin kapıları ilerleyen süreçte ardına kadar açılmalıdır.