Köyümüz....
Rahmetli Anamın dediğine göre 1946 yılının Husdinaz Ayının siftelerinde Köyümüz bu halde iken doğdum,büyüdüm ve 1966 yılının sonlarına kadar da burada yaşadım.
Resimlere bakıldığında bu güzellikleri koruyamadığımıza kahrediyorum.
O dönemler yeni görünmeye başlayan Her dozeri-Her Greyderi-Her Kato’yu medeniyet getiriyor diye alkışladık.Halbuki medeniyeti yok ettiklerini sonradan anladık.
Çocukluğumuzun ilk yıllarında,Köyümüzün içinden geçen ve şose yolu dediğimiz Rus işgalinde yapılmış yoldan günde 3-5 araç geçerdi.O halde bile o yol üzerinde iki trafik kazası olmuştu.Birisi Rahmetli Raminun İsmail Civelek ve eşi Makbule ablanın oğulları Rahmi bir kamyon tarafından Bekir ve Nafiye Baba’nın oğlu Hüseyin, Rizeli Deli Ahmet lakaplı şoförün kullandığı Otobüs ile ezilmiş ve bu dünyadan göçüp gitmişlerdi.
Sonradan yapılan yol üzerinde benim hatırladığıma göre 28 ölümcül ve ağır yaralamalı trafik kazaları olmuştur.Allah bu kazalarda Ölenlerimize rahmet eylesin.
1950 yılının Kış mevsiminde köyümüze ve Trabzon’a bu güne kadar tespit edilen en büyük (1 m 25 cm) kar yağışı olmuştu. Dedelerimiz ve Babalarımız tarafından biriken karlardan çökmesinler diye çatıların temizlendiğini çok iyi hatırlıyorum..
Resimlerdeki sahillerimize ne oldu.Tamamen tabi haliyle olan o sahillerde geçen çocukluklarımızda yaşadığımızı güzellikleri şimdiki çocuklarımız yaşıyor mu acaba?
Şimdi o sahiller dolduruldu ve dolgu sahasına turistik tesis-restaurant yapılmış..
Köy halkı olarak o tesislerin yanlarına yaklaşılmıyorsun.
Dolgu alanında yapılan Bahçe ve çevre düzenlenmesine serpiştirilmiş oturma banklarına oturduğunda başında birkaç garson dikiliyor.”Ne yersin-Ne İçersin” sorularına muhatap oluyorsun.
Bizim çocukluğumuzda yediğimiz Cami Kirazları-Cami dutları idi.Herhangi bir soruda sorulmazdı..
O sahillerde Köyümüzün büyüklerinin ve bizlerin Lambaca-Mile-Çelik oynamalarımız unutulurmu.
Rüzgârlı ve Dalgalı havalarda denizlerinde büyük ağabeylerimiz ve sonradan bizlerin VİYA koşmalarımızdaki zevki şimdiki çocuklar tadabiliyormu ?Tadamaz çünkü viya koşulan Maldaşı sahili ile Altaanki ve Üsdaanki daşlar yok artık.
7 şer kişilik takımlarla futbol maçı oynadığımız,Galenun gerisindeki kumsallar ile Balukkayası sahilinde yeller esiyor.Bütün köyü dolaştığımız Yesir oyunlarını şimdiki nesil bilir mi ? “Yol medeniyettir” diyorlar, doğru ama yok ettiği medeniyetler nerede.Onları yok etmeden de yol yapılabilirdi.
Koruyamadık. Mücadele edemedik...
Bundan sonrasını koruyabilirsek
Yine de kârdır....
Not: Yorumlarınıza göre ve aklıma geldikçe düzeltmeler - İlaveler yapacağım..